“Efsuncu Baba” Hüseyin Rahmi Gürpınar – BuMesele

“Efsuncu Baba” Hüseyin Rahmi Gürpınar

Kitabın Yazarı: Hüseyin Rahmi Gürpınar

Yayınevi: İş Bankası Yayınları

Kitap Türü: Biyografi

Yayım Yılı: 2016

Sayfa Sayısı: 248

Arka Kapak Bilgisi

Günümüz Türkçesine Uyarlayan: Engin Kılıç

Karın tokluğuna çalışan, ortaoyunundan fırlama bu iki komik tip Efsuncu Baba’nın karısı ve kızıyla yaşadığı konağa taşınır. Entrika giderek tüm aileyi sarar.Efsuncu Baba büyüyle, simyayla, tılsımla uğraşan; define aramak, madeni altına çevirmek, yıldıznamelerden âlemin sırrını çözmek gibi heveslere kapılmış bir zat-ı muhteremdir. Onun dünyasını batıl inançları şekillendirir, her adımını bu hurafelere göre atar. Eline yeni bir kitap geçer, İstanbul’un bütün defineleri şifreli halde bildirilmiştir bu kitapta. Defineye ulaşmak için tılsımı kaldırması gerekir, bu da Binbirdirek’teki anahtarı ve kendisine yardımcı olacak insan suretinde iki meleği bulmasına bağlıdır. Böylece Kirkor ve Agop’la tanışırız.

Hüseyin Rahmi sofu görünümlü budala karakterlerinden birini daha insanlığın en büyük derdi olarak, gülmeceyle süslü serüvenli bir dille canlandırıyor.Efsuncu Baba / Hüseyin Rahmi Gürpınar

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın okuduğum ilk eseri ve oldukça geç kalmışım diyebilirim. Ölümsüz eseri “Gulyabani” den uyarlanan Yeşilçam filmi ‘Süt Kardeşler’ ile tanıdığım yazarın ‘Efsuncu Baba’ kitabı çok başarılı bir anlatım. Tabi dönem itibari ile kullanılan dil oldukça ağır. Ancak İş Bankası Yayınları ve çevirmen Engin Kılıç çok başarılı bir iş çıkarmış.

Türk Tiyatrosunun etkilerini oldukça taşıyan romanın ilk bölümlerde sıkılırsanız sakın ola ki bırakmayın. Dil sadeleştirilmiş, Agop ve Kirkor adlı karakterlerin Hacivat Karagöz tarzı konuşmaları eğlenceli gibi gelse de başlarda, bir yerden sonra yorucu olmaya başlayabilir. Ancak konuya odaklanır ve son 3 sayfaya ulaşırsanız, kitaptaki anlatımın ne kadar kuvvetli ve yerinde olduğunu anlayacaksınız.

Yazar, toplumun eksik kalan yönlerini Efsuncu Baba üzerinden öyle güzel açığa çıkarmış ki, çevrenizdeki Enverileri, Agopları ve Kirkorları düşünecek her dönem mi varmış bu zihniyet ve neden bir arpa boyu yol alınamıyor diye düşünmeye başlayacaksınız. Bazı yönleri ile Gulyabani’ye benzettim. İnsanların kafalarında kurdukları, inandıkları batıl inançların nelere sebep olduğu, bu kitapta da başarılı bir şekilde anlatılmış.

3-4 saatte rahatlıkla okunabilecek olan bu eseri es geçmeyin derim. Sizler de fikirlerinizi paylaşın. İyi okumalar, sevgiler…

Eserde Geçen Satırlardan;

“Henüz çoğumuz hayatın özünü anlayamayarak havada saadet, kuyu dibinde cennet arayan, birbirimizden keramet bekleyen, boş şeylere kapılan, vaatlere aldanan saf kimseleriz. ”

“Hemen her yerde ve hele ilim ve irfanın zayıf bulunduğu memleketlerde hile, aldatmacayla daha çok iş görülür.”

“Güya bütün insanlık yalanı, dolanı ortadan kovarak ve hakikati en saygın makama geçirmek için uğraşıyor. Maazallah böyle bir felaket gerçekleşirse hep siyasetler, ticaretler, işlemler durur. Bütün dünya altüst olur.”

“Her insanı, hatta her toplumu hoşlandığı yemle avlarlar. Mesele, böyle oltalara tutulmayacak kadar insanlığımızı terbiye edebilmektir.”

“Ahlak, adet ve geleneklerimiz hayallere o kadar geniş bir alan ayırmıştır ki hakikat ona en fazla muhtaç olanların gözlerinde bile daima değersiz ve cazibesi kalır.”

“Hepimiz daima aldanıyoruz, fakat fırsat düştükçe aldatıyoruz. Aldanıp da aldatamayanlar.. İşte aç kalan güruh bu zavallılar.”

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.