Nihan Kaya “İyi Aile Yoktur” Kitap Yorumu – BuMesele

Nihan Kaya “İyi Aile Yoktur” Kitap Yorumu

Kitabın Yazarı: Nihan Kaya

Yayınevi: İthaki Yayınları

Kitap Türü: Annelik-Babalık-Aile

Yayım Yılı: 2019

Sayfa Sayısı: 300

Arka Kapak Bilgisi

İyi aile yoktur. Ya da paradoks şu ki iyi aile, “İyi aile yoktur” düsturuyla hareket edebilen ailedir.

İnsanlar çocuk sahibi olduğunda farkında olmadan kendi çocukluğuna dair hisleri yaşar. Çocuğumuzla ilişkimiz, anne-babamızla ilişkimizin devamıdır.

Çocuğumuzla doğru bağ kurma, kendi çocukluğumuzu ve içimizdeki çocuğu tamir etmekle olur. Her insanın içinde anne, baba, çocuk vardır ve güçlü psikoloji aslında, içimizdeki çocuğun güçlü olduğu, saygı gördüğü psikolojidir.

İyi Aile Yoktur sadece  anne-babalar değil, çocukluk geçirmiş ve kendisini daha iyi anlamak isteyen her yaşta insan için yazıldı.

Bu kitabın sunduğu farklı bakış açısıyla, neden acı çektiğimiz, sevilmeyi neden isteyip sevgiyi kaybettiğimizde neden üzüldüğümüz, işlerimizi neden ertelediğimiz gibi kendimize dair birçok şeyin altındaki nedeni yepyeni bir gözle, şaşkınlıkla keşfedeceksiniz.

İngiltere’de Essex Üniversitesi’nde Psikanaliz yüksek lisansı yapan, Avrupa ve Amerika’da psikoloji alanında konferanslarda tebliğler sunan ve çocukluk atölyeleriyle ebeveynlerle buluşan Nihan Kaya, yıllarca süren çalışmalarını bu kitapta derliyor.İyi Aile Yoktur / Nihan Kaya

Yazar, Boğaziçi Üniversitesi İngiliz edebiyatı mezunu olmasının yanı sıra, İngiltere’de Psikanaliz üzerine eğitim de almış. Öykü ve inceleme kitapları da olan Nihan Kaya’nın birçok romanı da mevcut. Uzun bir süredir okumak istediğim yazarı, ‘İyi Aile Yoktur’ kitabı ile tanımış oldum. Daha doğrusu tanımaya başladım. Kitap ve yazar ile ilgili söyleyebileceğim ilk kelime ‘cesur’ olacak.

Kitabı okumak başlarda çok akıcı ve hızlıydı ancak sonra bir yerlerde kendi adıma söylüyorum ki ağırlaşmaya başladı. Bunun nedeni sıkıcı olması ya da başka herhangi bir olumsuzluk değildi. Okudukça anladım ki bunun nedeni, kitapta anlattığı düşüncelerin bazı bölümlerinin kabul edilmesinin zor olması. Doğuştan itibaren hayatımızda aslında ne kadar sorgulamadan uzak olduğumuzu ne kadar her şeyi kabul etmeye alıştığımızı düşündürdü bana. Öyle kitabı okur okumaz yazamadım da yorumlarımı. Bu kitabın devam kitabı olan ‘İyi Toplum Yoktur’u da okumam gerekti biraz daha iyi anlayabilmek için yazarı. İyi ki de öyle yapmışım.

Alice Miller’dan bolca alıntı göreceğiniz kitap, ‘Alice Miller’a saygı ve minnetle diye başlıyor. Önceleri rahatsız etmiyor ancak bir yerden sonra yordu beni okurken diyebilirim. Ancak kitabı okudukça bu alıntıların neden bu şekilde yaptığını anlatması yorgunluğumu aldı ve hak verdim.

Bilimsel araştırmalara dayalı, ilgiyle okuyacağınızı düşündüğüm kitap, ‘Çocukluk bir cehennemdir.’ cümlesiyle daha ilk anda okuyucunun ilgisini çekmeyi başarıyor. ‘Koşulsuz seven ve affeden anne-baba değil, çocuktur.’, ‘Saygı itaat değildir.’ gibi çok vurucu cümleleri ve tespitleri olan kitabı merak ediyorsanız kesinlikle vakit kaybetmeden okuyun derim.

Siz de tam anlamı ile yazarı tanımak, kitaplarında aslında ne demek istediğini tam olarak anlamak istiyorsanız üç kitabını da okumalısınız diyebilirim. Çünkü eğer ben sadece ‘İyi Aile Yoktur’u okusaydım Nihan Kaya için şu anda düşündüğüm şeyleri düşünüyor olmazdım. Bakalım üçüncü kitap da bittiğinde aynı şeyleri düşünüyor olacak mıyım! Hepinize iyi okumalar dilerim.

Eserde Geçen Satırlardan;

“İyi aile yoktur. Ya da paradoks şu ki iyi aile, “İyi aile yoktur” düsturuyla hareket edebilen aile olabilir ancak.”

“Duygusal ihtiyaçları karşılanmayan bebeğin -fiziksel ihtiyaçları eksiksiz karşılandığı halde- ölme ihtimalinin yüzde yüze yakın olduğunu bugün biliyoruz ve bu tekrar tekrar düşünmemiz gereken korkunç bir gerçek.”

“Çocuğun hislerini hiçe saymayı o kadar kanıksamış haldeyiz ki. Çocuk da hisleri ile bağ kurmadan gerçek hislerinin ne olduğunu bile bilmeden onları bastırmayı ve yok saymayı öğrenerek büyüyor.”

“Kendisine ihanet etmeyi öğrettiğimiz çocuğun bize ve hayata karşı dürüst olmasını bekleyemeyiz. Ve sizin karşınızda ezilmesini öğrettiğiniz çocuğun, yarın öbür gün başkaları karşısında da ezilmemesini, omurgası dik, sağlam durmasını beklemeyin.”

“Kadınlar, kız çocuk oldukları için gördükleri ve bir şekilde kabul ettikleri eziyeti oğullarına değil kızlarına yaşatıyorlar. ”

“Çocuğundan bir şeyler öğrenmeye açık olmayan, çocuğuyla ilişkisinde karşılıklı bir rıza ve etkileşimle değişemeyen hiçbir anne-baba iyi anne-baba olamaz.”

“Çocukların, kendilerini bir şey ‘öğretildiği’ hissi olmadan öğrenmelerinin doğalarına çok daha uygun olduğu, çok daha iyi sonuçlar verdiği Montessori okullarının ispatı.”

“Yaratıcı içgüdümüz, en sağlıklı içgüdümüzdür, ve biteviye kendisini gerçekleştirmek için uğraşır. Ama dünya, aile, okul, toplum, iş ve kurumsallaşmış her şey aracılığıyla bu yaratıcılığı dört yandan bastırmaya, öldürmeye çalışır.”

“Başkaları, çocuğu anne-babanın çocuğu tanıttığı şekliyle görür. Daha önemlisi, çocuk da kendisini anne-babasının onu gördüğü şekilde görür.”

“‘Başkaları’nı başkalarından gelen eleştirileri ne kadar ciddiye alıyorsak, çocuğumuz o kadar güvensiz büyür.”

“Sartre, sevmenin, kendini sevdirme projesi olduğunu söyler. Sevgi, karşımızdaki kişi bizi sevmediğinde de bundan etkilenmeden kalıyorsa, değişmiyor, azalmıyorsa o zaman gerçek sevgidir.”

“En sonunda, tüm bu söylediklerimi çocuğa bağlıyorum ve diyorum ki, dünyadaki bütün kitaplar bir araya gelseler, yeryüzünde bir çocuğun incindiğini hiç kimsenin fark etmemesinden daha önemli olamazlar.”

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.