Selçuk Aydemir “Evrak Kürek: Sektörden Arkadaşlara Giriş 101” Kitap Yorumu – BuMesele

Selçuk Aydemir “Evrak Kürek: Sektörden Arkadaşlara Giriş 101” Kitap Yorumu

Kitabın Yazarı: Selçuk Aydemir

Yayınevi: Küsurat Yayınları

Kitap Türü: Anlatı

Yayım Yılı: 2019

Sayfa Sayısı: 224

Dinleme Süresi: 3 sa 31 dk

Arka Kapak Bilgisi

“Hayatımın değişmez kuralıdır bu, ben yanlış ata oynamaya bayılırım. At bile kendine güvenmez, ben ona güvenirim. Dört atın koştuğu ayakta üç at fotofinişe birlikte girer ve ben geriden gelen atı tek yazmışımdır. Hiç sekmez otuz yılı aşkın süredir bu böyle devam ediyor.”

Mahalleden Arkadaşlar ve Liseden Arkadaşlar’dan tanıdığımız Selçuk artık büyüdü, uçak mühendisliği okuyarak koluna altın bileziğini taktı. Şimdi sıra kendi hayallerini gerçekleştirmeye geldi: Film çekmeye.… Sinema salonlarında çikolatalı mısır satmaya başlayarak sektöre radikal bir giriş yapan Selçuk’un aklında tek bir soru vardı: “Yeni başlayanlar için sinema gerçekten bu kadar zor mu?”

Karlar altında çekecekleri kısa filmde sırf zengin görünmek için donmak pahasına emekli amca ceketiyle oynayanlar, filme bütçe bulmak için ilahi klibi kurgulama işine giren yetenekli yönetmen adayları, bedava yapacağını söylediğinde Star Wars’u bile yeniden çekmene izin veren yapımcılar, araba alma fikriyle oturdukları masadan film çekmeye karar vermiş olarak kalkanlar, kendi hikâyesinin peşinden gidenler bu kitabın başrolünde.

Çalgı Çengi, Düğün Dernek, Ailecek Şaşkınız filmleri ve İşler Güçler, Kardeş Payı, Üsküdar’a Giderken gibi dizileriyle tanıdığımız Selçuk Aydemir, Mahalleden Arkadaşlar ve Liseden Arkadaşlar’ın ardından bu kez, sektöre girme çabalarını samimiyetle anlattığı Evrak Kürek: Sektörden Arkadaşlara Giriş 101 ile okurlarını güldürmeye geliyor.

Selçuk Aydemir’in mizah dolu kaleminden heyecanlı, doludizgin bu kitabın sayfalarını çevirirken kahkahalarınıza hakim olamayacaksınız.Evrak Kürek: Sektörden Arkadaşlara Giriş 101 / Selçuk Aydemir

Ramazan Güzeldir, Üsküdar’a Giderkn, İşler Güçler, Kardeş Payı, Çalgı Çengi, Düğün Dernek ve daha niceleri. Bu dizi ve filmlerden birini izlediyseniz Selçuk Aydemir’i tanıyorsunuzdur.

Daha önce Mahalleden Arkadaşlar ve Liseden Arkadaşlar kitaplarını da okumuştum. Yazdığı kitapları, dizileri, filmleri çok seven çok beğenen bir takipçisi olarak Mahalleden Arkadaşlar filmini de merakla bekliyordum ki 27 Mart 2020 de gösterimi planlanan filmin salgın nedeniyle vizyon tarihinin ertelediğini öğrendim.

Film ertelenince ben de evlere kapandığımız bugünlerde ne zamandır okumak istediğim bu kitabını okudum. Daha doğrusu sesli kitap olarak dinledim. Storytel uygulaması üzerinden Murat Eken tarafından son derece başarılı bir şekilde seslendirilen kitap üç buçuk saatlik bir mutluluk yaşatıyor dinleyene. Selçuk Aydemir, sektöre girerken yaşadıklarını, karşısına çıkan, elinden kaçan tüm fırsatları, mucizeleri, hayatına dokunan iyi ya da gereksiz insanları bu kitabında bir araya getirmiş. İşin başında hala oğlu Burak Aksak (Leyla ile Mecnun’dan tanırsınız) ile neler yaşadıklarını, aile hayatındaki özellikle babası ile olan enteresan anılarını, uçak mühendisi oluşunu, çalışma hayatındaki hislerini, film ve dizi yapmak için geçtiği yollarda kimlerle nasıl karşılaştığını, nasıl defalarca bırakma noktasına geldiğini öyle güzel öyle muhteşem bir şekilde anlatmış ki okurken ya da dinlerken gülmemek, kahkaha atmamak mümkün değil.

Onca karakter boşuna çıkmamış bu adamdan. Hayatındaki tüm eksileri nasıl artıya çevirdiğini, bu olmamış, olmasın denenleri nasıl oldurduğunu, çok çalışmanın önünde sonunda nasıl güzel sonuçlanabileceğini gösteriyor adeta insana. İyi ki o insanlar hayatından geçmiş iyi ki bu kadar çetrefilli olmuş bu işe başlaması demek geliyor içimden ne yalan söyleyeyim.

Çok güzel insanmış bu Selçuk Aydemir, okudukça anılarını daha iyi anlıyorsunuz. Kitaba çok güldüm gülmesine ama öyle anılarına yer vermiş, yüreğini öyle güzel açmış ki; kendisinde emeği olan insanları kelimeleri yettiğince! anlatışı, teşekkür edişi, duyduğu minneti kelimelere dökmesi insanın burnunu sızlatıyor, gözlerini dolduruyor.

Henüz okumadıysanız kesinlikle okuma listenize alın derim. Dinlemek isterseniz de uygulama üzerinden dinleyebilirsiniz. Bu ay ücretsiz olarak Storytel uygulamasını deneyebilirsiniz.

Eserde Geçen Satırlardan;

“Hayatımın değişmez kuralıdır bu, ben yanlış ata oynamaya bayılırım. At bile kendine güvenmez, ben ona güvenirim. Dört atın koştuğu ayakta üç at fotofinişe birlikte girer ve ben geriden gelen atı tek yazmışımdır. Hiç sekmez otuz yılı aşkın süredir bu böyle devam ediyor.”

“Haluk Abi senin için de en iyisi buydu. Lütfen şu kırgınlığı bir kenara bırakalım. Yokluktan oynatamadık seni abi, yıllar geçti irili ufaklı bir sürü iş yaptık ama hâlâ yokluktan oynatamıyoruz. Abi nasıl paralar istiyosun gözünü seveyim, o parayı ödeyecek olanlar da insan. Sürekli yabancı filmlerde oynama sebebin ingilizcenin iyi olması değil abi, o filmlerde kaşeleri dövizle ödüyorlar,malum kurdan haberin vardır, onların parasının alım gücü daha yüksek. Adamlara koymuyor ama biz telef oluyoruz.”

“Siz yıllarca, “Leyla ile Mecnun dizisinin senaristi Burak Aksak, Mecnun karakterinde kendisini mi yazıyor? “ diye sorup durdunuz. Hayır efendim Erdal Bakkal karakterinde kendisini yazıyor, şunu bir netleştirelim artık. Erdal Bakkal da Çaycı Nafi de Ailecek Şaşkınız’daki Muzaffer de Burak Aksak aslında. Bir insan kurduğu yayınevinin adını Küsurat koyar mı Allah aşkına? Adamın aklı hep üçün beşin hesabında.”

“Casper’ın başarısı beni üzmeye başlamıştı. Benzeri bir duyguyu lisede matematik yazılısı çıkışı cevabını 2 bulduğum ve doğru çözdüğünü iddia ettiğim sorunun gerçek cevabının 171 olduğunu öğrendiğinde yaşayacaktım. Tamam insan yanılır da bu kadar yanılmaz ki. 171’in çarpanlarında bile yok 2. Hoca ne sormuş, kim bilir ben ne çözmüşüm?”

“Ağlama lan! Ne karaborsası? Günahına değmez. Ben günah işlerken bir dururum, ‘Ulan bu günah için yanmaya değer mi?’ derim. Eğer ki, ‘Bunun için yanılır be gülüm,’ dersem işlerim o günahı. Karaborsacılık için yanılmaz Selçuk! Attığın taş ürküttüğün kurbağaya değmiyor. Yarın öbür gün cehennemde sorarlarsa, ‘Kardeş senin suçun nedir?’ diye, ‘Karaborsacılık,’ demek istemiyorum. Yazar olduğu için hapishaneye girmiş adam gibi geliyor bana. Orada işi yok da işte sırf birinin nasırına bastığı için girmiş garibim.”

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.