Kırmızı Başlıklı Kız Masalı
|Masal denince akla gelen ilk masallardandır Grimm kardeşlerin yazdığı ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ masalı.
Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar herkesin çok sevdiği küçük bir kız varmış. Annesi bu küçük kıza kırmızı bir başlığı olan bir pelerin dikmiş. Annesinin diktiği pelerini çok seven küçük kız nereye giderse gitsin hep bu pelerini giyermiş. Gel zaman git zaman küçük kıza herkes kırmızı başlıklı kız demeye başlamış. Annesi bir gün kızını çağırmış:
“Kırmızı başlıklı kızım, büyük annen çok hasta, hadi üzerini giy de ona yaptığım çöreklerle bir tas çorbayı götür.” demiş.
Annesini çok seven ve hiç üzmeyen kırmızı başlıklı kız, “Peki anneciğim, hemen gidiyorum.” demiş. Pelerinini üzerine giymiş, başlığını sıkıca bağlamış, sepetini koluna takmış ve büyük annesinin evine doğru yola çıkmış.
Kırmızı başlıklı kız ormandan geçerken, çalılıklarına arasından hışırtılar duymuş, karşısına kurt çıkmış. Kurt hiç de düşman gibi görünmüyormuş, “Söyle bakalım kırmızı başlıklı kız nereye gidiyorsun?” diye sormuş. Kırmızı başlıklı kız kurdun kötü olduğunu bilmediği için hiç korkmadan; “Ormanın sonundaki evde oturan hasta büyükanneme çorba ve çörek götürüyorum” demiş.

Kurt, içinden; ‘işte bu çok iyi oldu, hem küçük kızı hem de hem büyükannesini yerim’ diye düşünmüş.
Kırmızı başlıklı kız ormandan yürürken hem şarkı söylüyor hem de hasta büyükannesini sevindirmek için ona çiçek topluyormuş. Bu sırada evin nerde olduğunu öğrenen kurt kestirme yoldan koşa koşa büyükannenin evine gitmiş, kapıya vurmuş.
” Tak tak tak!”
Büyükanne “Kim o?” diye seslenmiş,
Kurt sesini incelterek: ‘Benim büyükanne torunun kırmızı başlıklı kız. Sana annemin gönderdiği çörekleri ve bir tas çorba getirdim.’ demiş.
Büyükanne; “Kapı açık güzel kızım mandalı kaldır da içeri gel” demiş. Bunu duyan, Kurt hemen içeri girmiş. Günlerdir hiçbir şey yemediği için çok aç olan kurt, Büyükanneyi bir lokmada yutuvermiş. Karnını doyuran kurt büyükannenin kıyafetlerini giymiş, gözlüğünü takmış ve kırmızı başlıklı kızı yorganın altına girip beklemeye başlamış.
Kısa bir zaman sonra Kırmızı Başlıklı Kız Büyükannesinin kapısını çalmış.
‘Tak tak tak!’
Kurt; ‘Kim o?’
Kırmızı Başlıklı Kız; ‘Büyükanne, benim kırmızı başlıklı kız annemin yolladığı çorbayla çörekleri getirdim.’
Kurt; “Mandalı kaldır gel, güzel kızım kapı açık.” demiş ve yorganın altında iyice büzülmüş. ‘Getirdiklerini masaya bırak da yanıma yaklaş’ demiş.
Kırmızı Başlıklı Kız; Kırmızı Başlıklı Kız odanın perdesini aralamış ve yatağa yaklaşmış; Tuhaf görünen büyükannesine; ‘Aaa büyükanne ne kadar büyük kolların var.’ demiş.

Büyükanne kılığındaki kurt; ‘Sana daha iyi sarılmak için.’ demiş.
Kırmızı Başlıklı Kız; ‘Büyükanne neden kulakların bu kadar büyük?’
Kurt; ‘Seni daha iyi duyabilmek için.’
Kırmızı Başlıklı Kız; ‘Büyükanne ne kadar büyük gözlerin var.’
Kurt; ‘Seni daha iyi görebilmek için.’
Kırmızı Başlıklı Kız; ‘Büyükanne ne kadar büyük ağzın var.’
Kurt; ‘Seni daha iyi yiyebilmek için!’ demiş.
Ve kırmızı başlıklı kızın üzerine atlayıp bir lokmada yutması bir olmuş. Karnı doyan kurdun uykusu gelmiş, yatağa yatmış ve horul horul uyumaya başlamış. Kulübenin yanından geçen avcı kurdun horultularını duymuş, hemen kulübeye girmiş ve kurdun yatakta yattığını görür görmez neler olduğunu anlamış. Avcı bıçağını çekmiş ve hemen kurdun karnını yarmış. Kurdun karnından önce Kırmızı Başlıklı Kızı, sonra da Büyükanneyi dikkatli bir şekilde çıkarmış. İkisini de sapasağlam kurtaran avcı Kırmızı başlıklı kızın toplayıp getirdiği taşları kurdun karnına doldurmuş ve dikmiş. Kurt uyandığında kalkıp kaçmak kurtulmak istemiş ama karnındaki taşlar o kadar ağırmış ki ormanın içindeki dereden geçerken düşüp boğulmuş.
Avcı sayesinde kurttan kurtulan büyükanne, kırmızı başlıklı kızın getirdiği çöreklerden afiyetle yerken, Kırmızı Başlıklı Kız da büyükannesine bir daha kimsenin sözüne kanmayacağına dair söz vermiş.