Aşkın Matematiği olur mu? – Aşkın Algoritması – “Zoe” – Film Eleştirisi – BuMesele

Aşkın Matematiği olur mu? – Aşkın Algoritması – “Zoe” – Film Eleştirisi

Yapay Zekanın hayatımıza her geçen gün daha fazla dahil olmasıyla bu durumun gelecekteki muhtemel komplikasyonları üzerine düşünmek de işin doğal bir sonucu.

Türkiye’de “Aşkın Algoritması” adıyla sinemalara gelen Zoe, 21 Nisan’da Tribeca film festivalinde izleyici karşısına çıktıktan sonra, 20 Temmuzda dünyanın bir çok ülkesinde internet üzerinden gösterime sunulmuş bir film. İnternet premiere’ini yaptıktan yaklaşık 5 ay sonra ülkemizde sinemalara gelmesini başlı başına ilginç bulduğumuzu baştan belirtelim.

Bazı ülkelerde DVD’si bile çıktıktan sonra ülkemize gelmiş olması film açısından bir dezavantaj oluşturabilir.

Bu küçük notu düştükten sonra gelelim filme. Bu incelemeyi mümkün olduğu kadar filmin hikayesi ile ilgili spoiler vermeden sürdürmeye çalışacağız. Amacımız bu filmi sinemada izleyip izlememe konusunda tereddütleri olan izleyicilerin tercihlerini kolaylaştırmak.

Yapay zekalı Sentetik insanların gerçek insanlarla kurdukları ilişkilerin derinliği ve insanların bu konsept karşısındaki hislerini konu eden Zoe, ağır tempolu bir romantik-bilim kurgu filmi. Bu yönüyle bize biraz 2013 yapımı Oscar adayı “Her” filmini anımsattı. “Her” filmini izleyip sevdiyseniz bu filmden de muhtemelen keyif alacaksınız. Aksi durumda bu filmi pas geçmeyi isteyebilirsiniz.

İnsanların kendilerine uygun partneri bulmak için yazılımların yardımını aldığı ve bir yandan da geçici aşk hissi yaratan hapların kullanıldığı yakın bir gelecekte geçen film, aşkın bir matematiği olup olmadığı sorusu üzerine yoğunlaşıyor. Filmin zayıf noktası da bu, çünkü aşkın bir matematiğinin olmadığı ve ne kadar gelişmiş olursa olsun bir yazılımın çıkaracağı partner uyumluluğu yüzdesinin çok da bir şey ifade etmediği bilgisine insanlık hali hazırda sahip. Yine de bazı ünlü eleştirmenlerin yerden yere vurmasını haklı gösterecek kadar zayıf bir film olmadığını söyleyelim. Yavaş ilerleyen ve vurdu kırdıdan uzak bilimkurgu filmlerini seven izleyicilerin, bir yandan da kafa dinlemek için tercih edebileceği bir yapım var karşımızda.

Yapay Zeka üzerine yoğunlaşan bir çok filmin verdiği “modern Pinokyo masalı” hissi bu filmde de biraz vardı, ancak hikayenin odak noktası değildi. Film sorduğu soruları cevaplamaktan ziyade üzerine düşündürme konusunda daha başarılıydı. İzledikleri her yapımdan büyük cevaplar bekleyenlerin neden eleştirdiğini anlayabiliriz ancak yapay zeka gibi konseptler üzerine çokça düşünenlerin Zoe’den özellikle keyif alabileceğini tahmin ediyoruz.

Sinemaya eşiniz veya arkadaşınızla gidecekseniz, ve söz gelimi siz romantik filmlerden hoşlanan bir sinema sever iken, arkadaşınız veya eşiniz bir bilim kurgu fanatiği ise, Zoe sizin için bir uzlaşma noktası olabilir.

Yavaş tempolu filmlerden haz almıyorsanız özellikle uzak durun ve Marvel serisinin bir sonraki filmi için beklemeye geçin.

Şu notu da eklemeden geçmeyelim; filmin 16 yaşından küçükler için uygun olmadığını düşünüyoruz. Yapay zekalı android’lerin bulunduğu bir genelev, ya da “Medikal bir hapı ezerek içen insanlar” gibi olumsuz örnek teşkil edebilecek sahneler, çok aşırı olmasa da mevcut.

Bizim bu filme verdiğimiz final puanı şöyle: 6,8 / 10

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.