Eurovision’u Hile Yaparak mı Kazandılar? – Hepsi Yalan mıydı? – BuMesele

Eurovision’u Hile Yaparak mı Kazandılar? – Hepsi Yalan mıydı?

Hikayeyi biliyorsunuz, Alexander Rybak 2009’da bir yandan keman çalıp bir yandan enerjik bir performans ile sahneyi sallamış ve rekor bir puanla Eurovision’u kazanmıştı. Hatta performansı o kadar iyiydi ki kemanının teli koptuğu halde hiç bir şey olmamış gibi çalmaya devam etmiş ve sahne şovunu büyük bir başarıyla tamamlamıştı. Buraya kadar her şey tamam gibi görünse de, aslında değil. Spoiler için hazırsanız başlıyoruz.

Rybak’ın kemanının teli koptuğu halde bundan hiç etkilenmeden muhteşem bir şekilde çalmaya nasıl devam edebildiğini merak ediyorsanız açıklıyoruz: Rybak aslında başından beri sadece kemanını çalar gibi yapıyordu. Aranızdan bazılarının “iyi de EBU bunu nasıl farketmedi” şeklinde sorular soracağını tahmin edebiliyoruz. Olayın püf noktası tam da burada gizli: Rybak tamamen kurallara uygun hareket ediyordu. Zira Eurovision sahnesinde canlı enstrüman çalmak kesinlikle yasak. Dolayısıyla Rybak bu hoşuna gitse de gitmese de kemanını “çalar gibi yapmak” zorundaydı.

Söylediklerimiz yanlış anlaşılmasın. Rybak’ın sesi ve sahnedeki duruşu gerçekten başarılıydı ve yarışmayı kazanmayı sonuna kadar hak etmişti. Sonuçta bu kural yarıştığı bütün şarkıcılar için geçerliydi.

EBU’nun yarışma kurallarına göre Eurovision’da yarışmacılar şarkılarını canlı olarak söylemek zorundalar. Şarkının müziğiyse vokalsiz olarak önceden kaydedilmiş olmalı.

Bu, hem program bütçesini azaltmak, hem de sahnede yaşanması muhtemel aksaklıkları önlemek için konmuş bir kural.

Aksaklık derken 1990 yılında Azucar Moreno’nun başına gelen olay örnek gösterilebilir. Orkestranın orada yaptığı hata belki de grubun Eurovision şampiyonluğuna mal olmuştu.

Şimdi bu bilginin ışığında “ne yani geçen sene Duncan Laurence sahnede piyano çalmıyor muydu” diye sorabilirsiniz. Cevap: hayır çalmıyordu. Peki ya maNga, onlar da mı çalar gibi yapıyordu? Bu cevap sizde hayal kırıklığı yaratabilir ama Eurovision’un kuralları belli; ve evet maNga da sahnede enstrümanlarını çalar gibi yapıyordu. Bu söylediğimiz kural yerli ve yabancı bütün şarkıcılar ve gruplar için geçerli. Hatta bazı Eurovision’larda müzisyenler davullara yanlışlıkla vurmasın diye organizatörlerin davulların ön yüzeylerini kauçukla kapladıklarını biliyoruz.

Sonuç olarak Mor ve Ötesi’nden Lordi’ye, Yüksek Sadakat’ten Athena’ya, Eurovision’da 1999’dan sonra sahneye çıkmış bütün şarkıcılar ve gruplar bu kurala uymak zorundaydılar.

Bu durum Alexander Rybak’ın keman çalamadığı, ya da Duncan Laurence’ın piyano çalamadığı anlamına gelmiyor. Hem Rybak hem Laurence oldukça iyi müzisyenler ve eğer gerekseydi sahnede enstrümanlarını çalabilirlerdi.

Eurovision’da canlı orkestranın tamamen yasaklandığı yıl 1999 olsa da, aslında değişimin ilk işaretleri 1997 ve 1998 yıllarında verilmişti. 1997’den itibaren canlı orkestra bir zorunluluk olmaktan çıksa da, ülkelerin çoğu tercihlerini canlı orkestradan yana yapmıştı. Bize göre Türkiye’nin en unutulmaz performansına imza atan Şebnem Paker ve Grup Etnik de müziğini canlı olarak çalan temsilcilerimizdendi. Yarışmaya bugün katılsalardı “çalar gibi yapmak” zorunda kalacak olan grup üyeleri, aynı büyülü performansa imza atabilirler miydi merak konusu. Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz. Şebnem Paker ve Grup Etnik yarışmaya bugün katılsalar, yeni kurallarla aynı başarıyı elde edebilirler miydi?

1998’de canlı enstrümanlar henüz kesin olarak yasaklanmadığı halde tercihini önceden kaydedilmiş müzikten yana yapan Dana International Eurovision’un canlı orkestra kullanmayan ilk birincisi olmayı başarmıştı.

1999’daki yarışma önceden kaydedilmiş müzikleri bir zorunluluk haline getirirken başka bir konudaki zorunluluğu ise kaldırmıştı. Ülkeler artık şarkıları kendi dillerinde söylemek zorunda olmayacaklardı. Bu bir tesadüf mü bilemiyoruz ama bütün ülkelere İngilizce söyleyebilme serbestliği verilmesi sonrası dil avantajlarını kaybeden İrlanda ve Birleşik Krallık gibi ülkeler uzun yıllardır Eurovision birinciliğine hasret kalmış durumdalar.

Videolarımızı izlediğiniz ve yorumlarınızı paylaştığınız için teşekkürler. Yeni videolarda görüşmek üzere. Hoşça kalın!

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir