“Her Şeyin Başı Merkür” Ayşe Balıbey
Kitabın Yazarı: Ayşe Balıbey
Yayınevi: Doğan Novus
Kitap Türü: Roman
Yayım Yılı: 2017
Sayfa Sayısı: 200
Arka Kapak Bilgisi
Merhaba! Söğütlüçeşme metrobüs durağından Elif Akay ben. Çiçeği burnunda bir gazete çalışanıyım. Ofiste sandalye yerine tabure, bilgisayar yerine hesap makinesi verdiler elime, o derece seviliyorum. Kurumsal bir beyaz yakalı gibi giyinmeyi asla beceremiyorum, belden sıkmalı balon eteğim ve gülleci vücudumda azap çeken karpuz kollu gömleğimle tam bir patatese benziyorum. Ama olsun, gazeteciyim ben. Hem de göğü delen plazaların birinde! Çalışma arkadaşlarımın en sevdiği atasözü: Kahve içmeden ayılamıyorum! Neden? Çünkü kendileri Brezilya göçmeni! Kütüğünü sorsan Kars’tır, Çorum’dur; iki göbek ötede nenesi sabah namazından sonra ekmek pişiriyordur ama o kahvesiz ayılamaz! Gidip canımı dişime takıp Gazetecilik okudum, hem de okulu ikincilikle bitirdim. Prestijli bir gazetede Ortadoğu muhabiri olup haki çantamla Maliki, Talabani, Gulyabani’yle röportaj yapacağımı sanırken kendimi Astroloji köşesi yazarken buldum. Üstelik yıllarca gazetenin burç köşesini yere serip salça ekmek yemişim, ne aslanı bilirim ne kaplanı. Zalim genel yayın yönetmenim ve onun yalaka sağ kolu ise kara bahtıma kör talihime tüy dikti. Ama ben de Elif Akay’sam bu iş burada bitmez. Kimse sanmasın kendini Hint kumaşı, bir gün gelir biri vurur makası!

Her Şeyin Başı Merkür / Ayşe Balıbey
Kapitalist sistemin modern köleleri, beyaz yakalı plaza çalışanları! Evet evet size sesleniyorum.. Hepiniz bu kitabı okumalısınız!
Hepimizin iş hayatında karşılaştığı olayları, insanları öyle güzel ve içtenlikle anlatmış ki kitabı elinizden bırakmak istemeyeceksiniz. Kimin çevresinde kraldan çok kralcı, kimin çevresinde kendini bilmez, kimin çevresinde egosundan kendinin aslında ne olduğunu idrak edemeyen insan yok ki.
Üniversite’de gazetecilik bölümünü derece ile bitiren ve çalışma hayatı ile ilgili hayalleri olan Elif’in hikayesini okuyacaksınız. Daha ilk satırdan başlayarak, gülümseten ve sizi size anlatan bir kitap. Başlar başlamaz bitiriyorsunuz kitabı. Tespitler o kadar yerinde ki kendinizi yalnız hissetmeyecek, okudukça tebessüm edecek, keyif alacaksınız. Hikayedeki ana karakter Elif, kendisini uçan balona ya da patatese benzetecek kadar kendiyle barışık biri. Annesi, hepimizin annesi gibi 🙂 lafını esirgemeyen, kendi çocuğunu pek de beğenmeyen klasik anne modeli. İş hayatı da bir çoğumuzun okulda hayal ettiğinden biraz, sadece biraz farklı 🙂
Kitabın tamamını anlatmak isterdim ancak okumanızı isterim. Hem oldukça gülecek hem de bazı yerlerde kendinizi Elif’in yerine koyacak ve duygulanacaksınız. Bence her kitapta çok edebi bir yön aramaya gerek yok. Bazen duygularınıza tercüman olması yetiyor.
İçinizdeki insanı kaybetmeyin ne uğruna olursa olsun. Ve unutmayın her nerede, ne şartlarda yaşıyor olursanız olun bir gün iyiler hep kazanır. Er ya da geç…
Eserde Geçen Satırlardan;
“…asıl mutluluk, sabah erken kalkmak zorunda olmadığınız bir hayattır…”
“Annemden kalan en güzle miras, en sevdiğim huyum, hazırcevaplılığım. Taşın altında kalırım lafın altında kalmam.”
“Yapmacıklık, riyakarlık yapamıyorum, lafa öyle başlasam bile bir gülme geliyor, sonunu getiremiyorum. Fıtratım böyle ne yapalım, zincirlere sığamayıp taşıyorum.”
“Bence yalakalık okullarda okutulması gereken bir ders olarak müfredata girmeli.”
“..kızım şaka değil her şeyin başı Merkür!
Allah Allah ben sağlık diye biliyordum ama!”
“Cehalet gerçekten mutlulukmuş ya Rabbim, bunu bir kez daha anlıyorum.”
“Ay başında iyi bir maaş alıp bu parayı on beş günde restoran ve kafelerde ezip ay sonuna kadar geçim sıkıntısı çeken insana beyaz yakalı denir.”
“İnsanların hastalığını zaaf olarak kullanmak profesyonellikse, hayatım boyunca amatör kümede mücadele etmeye razıyım.”
“Bak kızım, iş hayatında kimseden takdir bekleme, çünkü başarı osuruk gibidir, kendininki hariç herkesinki rahatsız eder.”
İlgili Yazılar
-
Oyuncak Hikayesi, Anna, Hotel Mumbai – Haftanın Filmleri – 21 Haziran 2019
Yorum yapılmamış | Haz 19, 2019 -
“Martı JonathanLivingston” Richard Bach
Yorum yapılmamış | Tem 10, 2017 -
“Yazlık” Gülse Birsel
Yorum yapılmamış | Nis 21, 2017 -
“Müptezeller” Emrah Serbes
Yorum yapılmamış | Mar 11, 2017
merhaba,
sizi takip etmek çok eğlenceli ve sayenizde çok iyi kitaplar okuyorum. mesela bu kitabı sizin sayenizde okudum ve bayıdım. Evet bende beyaz yakalı bir plaza çalışanıyım. Tüm yazılanlar bana mı yazılmış veya beraber mi yazmışız anlayamadım. 🙂 tespitler süper ve çok yerinde. hem sistemin kölesi olup hemde değilmiş gibi yapmakta üstümüze yok zaten. mutlaka okuyun , kendinizden bir şey bulmamanıza imkan yok, hatta okurken kadar eğleneceksiniz ve güleceksiniz ki kendinizle bile dalga geçebilir hale geleceksiniz. ay acaba Elif ben miyim bile diyebilirsiniz. eğlenmek , gülümsemek hatta sesli gülmek istiyorsanız mutlaka bu kitabı okumalısınız.
Merhaba,
Takip ettiğiniz ve faydalandığınız için çok mutlu oldum. Yapmaya çalıştığımız şey sevdiğimiz beğendiğimiz konuları sizlerle paylaşmak. Geri dönüşler böyle güzel olunca daha da mutlu oluyoruz. Yorum ve paylaşımlarınızı her zaman bekleriz.
Bence Harika bir kitap hepimizin ihtiyacı olan gülümsemeyi bize yeniden kazandırıyor .
Bu bile bu kitabı okumak için bir sebep
Kitabı Marmarayda ayakta dikilirken ve yolda yürürken (evet doğru okudunuz) okuduğum için ; suratımda oluşan şabalak gülümsemeye tüm Ayrılıkçeşmesi ve Eminönü sakinleri şahittir. İyi hissetmek için, okuyun ,okutturun 😇
Yazanın kalemine, paylaşanın gönlüne sağlık dostum ❤️