“Casus” Paulo Coelho Kitap Yorumu

Kitabın Yazarı: Paulo Coelho

Yayınevi: Can Yayınları

Kitap Türü: Roman

Yayım Yılı: 2016

Sayfa Sayısı: 152

Arka Kapak Bilgisi

Yanlış devirde doğmuş bir kadınım ben,
hiçbir şey düzeltemez bunu. Gelecekte hatırlanacak mıyım, bilmiyorum ama şayet hatırlanırsam mağdur bir kadın olarak değil, cesur adımlar atmış ve ödemesi gereken bedeli korkmadan ödemiş biri olarak
görülmek istiyorum.

Mata Hari’nin tek suçu özgür bir kadın olmaktı: Sınırlar ve sınırlamalarla dolu bir dünyada kaderine boyun eğmeyen bir kadın…

Paulo Coelho, 20. yüzyıl başında casuslukla suçlanarak idama mahkûm edilen Mata Hari ile avukatı arasındaki yazışmalardan yola çıkarak kurguladığı Casus’ta bu olağanüstü kişiliği bir roman kahramanına dönüştürerek hayatın ve aşkın gizemlerini sorguluyor.Casus

Asıl adı Margaretha Geertruida Zelle olan Hollandalı Mata Hari’yi anlatan kurgulanmış biyografik eser zaman zaman durgunlaşsa da Paulo Coelho’nun anlatımı ile genel olarak akıcıydı. Yazarın daha önce okuduğum Simyacı kitabının altında Aldatmak kitabının ise daha üstünde bir eserdi benim için. Alıntı yapılacak, düşündürücü birçok cümle yer alıyordu kitapta.

1. Dünya savaşı yıllarında casus olduğu düşünülen ve idam edilen özgür ruhlu, dansçı Mata Hari’nin hikayesi, Mata Hari’nin avukatına yazdığı mektuplar ile başlıyor. Eser birebir olmayıp, kurgulanmış bir şekilde anlatılsa da oldukça dokunaklıydı diyebilirim. Gerçek hayat hikayesi konu alındığı için kitabın sonu başından belli gibi düşünülebilir ancak son cümleler çok şaşırtıcı, etkileyici ve üzücüydü.

Yazarın kalemini sevenlerdenseniz mutlaka okumalısınız diyebilirim. Daha önce okumadıysanız bence Simyacı’dan başlamanız daha doğru bir tercih olabilir.

Sizler de okuduğunuz kitaplar ile ilgili fikirlerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz. Tüm kitap sever arkadaşlara iyi okumalar dilerim.

Eserde Geçen Satırlardan;

“İşlediğim suçlardan sıyrılmayı becerdim ki bu suçların en büyüğü erkek egemenliğindeki bir dünyada özgür ve bağımsız bir kadın olmaktı.”

“Şu anda geçmiş yaşantıma bakıyorum ve hafıza dediğimiz şeyin daima tersinden akan bir nehir olduğunu idrak ediyorum.”

“Çiçekler hiçbir şeyin kalıcı olmadığını öğretir bize; ne güzellikleri kalıcıdır ne de solgunlukları; çünkü sonradan yeni tohumlar verirler. Mutluyken de üzgünken de hatırla bunu. Her şey geçip gider, yaşlanır, ölür ve yeniden doğar.”

“Aşk bir zehirdir. İnsan âşık olduğu anda hayatının dizginlerini kaptırır, varlığı tehdit altındadır artık; çünkü gönlü ve aklı bir başkasının olur.”

“Aşk kimseye itaat etmez ve sadece gizemini çözmeye çalışanlara ihanet eder.”

“Hep iyimser bir insandım ama zaman beni buruk,yalnız ve üzgün bir kadına dönüştürmekte ısrar ediyor… ”