“Kürk Mantolu Madonna” Sabahattin Ali

Kitabın Yazarı: Sabahattin Ali

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Kitap Türü: Roman

1.Baskı:1943

Yayım Yılı: 2014

Sayfa Sayısı: 160

Arka Kapak Bilgisi

“Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum “Kürk Mantolu Madonna” yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum.”

Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz.

Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.

Kürk Mantolu Madonna / Sabahattin Ali

Türk Edebiyatı’nın başta gelen yazarlarından olan Sabahattin Ali’nin en çok bilinen en çok okunan ve en beğenilen eserlerinden biridir.

Kitabın  önemli karakterleri Rasim, Hamdi, Raif Efendi ve Maria Puder. Kitapta tüm karakterlerin psikolojik tahlillerine yer verilmiş adeta karakterler tanıdığınız insanlar haline getirilmiş. Okunduğunda, saf sevginin, gerçek aşkın hakikaten olabilme ihtimalini insana hissettiriyor, inandırıyor. Uzun süreli izler bırakan, mutlaka okunması gereken bir kitap.

Eserden sevilen satırlar;

“… Fakat sergide gördüğüm bu kürk mantolu resim, ona hayalen dokunmama imkan vermeyecek derecede beni sarsmıştı. Onunla bir aşk sahnesi tasavvur etmek değil, karşı karşıya, iki dost gibi oturmayı düşünmek bile elimden gelmiyordu. Buna mukabil, gidip o tabloyu seyretmek, bana bakmadığına emin olduğum o gözlere saatlerce dalmak arzusu gitgide artmaktaydı. Paltomu sırtıma geçirerek tekrar serginin yolunu tuttum; ve bu hal, günlerce devam etti.

Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zor zapt ederek geziniyor: rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna’ yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum. Sergi bekçilerinin ve birçoğu orada bulunan ressamların artık beni bellemiş bulunduklarını fark etmiştim. İçeri girer girmez yüzlerinden bir tebessüm dolaşıyor ve gözleri bu acayip resim meraklısını uzun müddet takip ediyordu. Son günlerde diğer tabloların önünde oynamaya çalıştığım oyunu da bırakmıştım. Doğrudan doğruya kürk mantolu kadının önüne gidiyor, oradaki sıralardan birine oturarak gözlerimi bir karşıma, bir de bakmaktan yoruldukları zaman, önüme çeviriyordum…”