“Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı” Mark Manson – BuMesele

“Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı” Mark Manson

Kitabın Yazarı: Mark Manson

Yayınevi: Butik Yayıncılık

Kitap Türü: Kişisel Gelişim

Yayım Yılı: 2017

Sayfa Sayısı: 200

Arka Kapak Bilgisi

“Büyük Güç Büyük Sorumluluklar Getirir.” Doğru. Ama bu sözün daha iyi bir akış açısı var, ve gerçekten derin bir bakış açısı. Tek yapmanız gereken sözlerin yerini değiştirmek: “Büyük sorumluluklar büyük güç getirir.” “Her şeyi iyi tarafından görmek” gibi bir şey iyi gibi görünse de, gerçek şu ki hayat bazen berbattır ve yapabileceğiniz en sağlıklı şey de bunu kabul etmektir. Negatif duyguları inkâr etmek daha derin ve daha uzun ömürlü negatif duygulara ve duygusal bozukluğa neden olur. Sürekli pozitif olmak hayatın sorunları için geçerli bir çözüm değil, bir inkâr biçimidir. Doğru değerleri seçerseniz, bu sorunlar size zindelik, kuvvet ve şevk verir. Dedemin zamanına dönersek, kendini çok kötü hissettiğinde şöyle düşünürdü, “Bugün berbat bir günümdeyim. Ama n’apalım hayat böyle, ben samanları havalandırmaya devam etmeliyim.” Ama ya şimdi? Şimdi beş dakikalığına bile kendinizi çok kötü hissetseniz son derece mutlu ve harika hayatları varmış gibi sunan insanların 350 fotoğrafıyla bombardıman ediliyorsunuz, bu durumda hatanın sizde olduğunu hissetmemeniz imkânsız kuşkusuz. Değmeyecek şeyleri kafaya takmamak çok önemlidir. Dünyayı kurtaracak olan şey budur. Dünyanın bazen berbat olduğunu ama bunun da doğal olduğunu kabul ederek yaşamak gerek. Çünkü her zaman böyleydi ve her zaman da böyle olacak. Sosyal medyada her gün milyonlarca kere paylaşılan “Nasıl Mutlu Olunur” tarzı saçmalıklarda yanlış olan ve kimsenin fark etmediği şey şudur: Daha pozitif bir deneyimi arzu etmenin kendisi negatif bir deneyimdir. Ve de tam tersine, insanın negatif deneyimini kabul etmesinin kendisi pozitif bir deneyimdir. Pokerde elinde korkunç kağıtlar olan biri çok güzel eli olan birini yenebilir. Elbette eli güzel olanın kazanma ihtimali daha büyüktür, ama sonunda kazanan her oyuncunun oyun süresinde yaptığı seçimlerle belirlenir. Hayatı da aynı şekilde görüyorum. Hepimize dağıtılmış bir el var. Bazılarının eli daha iyi. Sadece kağıtlara bakarak berbat durumda olduğumuzu söylemek kolaysa da, gerçek oyun o kağıtlarla yapacağımız seçimlere, almaya karar verdiğimiz risklere ve birlikte yaşamayı seçtiğimiz sonuçlara bağlıdır. İçinde bulundukları duruma göre sürekli en iyi seçimleri yapanlar tıpkı pokerde olduğu gibi hayatta da öne çıkarlar ve illa da eline en iyi kağıtlar gelmiş olmaları gerekmez.Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı

Yaz bitti sonbahar geldi, içinizi bir hüzün kapladıysa, olacak olmayacak her şeyi kafanıza takmaya başladıysanız, algıda seçicilik nedeniyle bu kitabı görmüşsünüzdür. Kapağındaki “New York Times Best Seller” yazısı da çok satanlarda olduğunu ve yalnız olmadığınızı gösterir.

Ben de bu şekilde aldım. Kitap yorumlarımı takip edenler bilir ki, çok satan ya da çok bahsedilen bir kitap oldu mu çok fazla dinlememeye, duymamaya çalışırım. Çünkü ister istemez, yapılan övgüler kitap ile ilgili büyük bir beklentiye girmeme neden olur.

Okumam için ‘tam zamanı’ diye hissetiğim günlerde okudum. Kitabın yazarı bir blogger ve girişimci. Kitabın adını okuyan insan; ‘Kitabı alır ve okursam yolunda olmayan her şey yoluna girecek, yeni bir ben olacağım.’ gibi bir hayale kapılabilir. Böyle yapmayın. Hepimiz, hiçbir kitapta böyle bir sihirli değnek olmadığını biliyoruz.

Bu dönem pek çok kişisel gelişim kitabı okudum, dönemsel olarak bana çok da iyi geldi. Bu kitap da geleneksel kişisel gelişim kitaplarının dışında bana göre. Birkaç cümle ile okuyucuya vermek istediği düşünce tarzı şöyle. Kimsenin hayatı mükemmel değil, herkes hayatı boyunca bir çok sıkıntı ve acıyla karşılaşıyor. Ama önemli olan insanın önceliklerini, değerlemelerini belirlemesi ve üzüntüsünü buna göre yaşaması.

Kişisel gelişim kitapları ile ilgili klasik bir önyargı olabilir. Bu zaman zaman haklı da bir yargıdır. Çünkü gerçekten birçoğunda; ‘Her şey ne kadar da güzel, nefes almak, yaşamak, çiçekler, böcekler…’ gibi masalsı anlatımlar yaparlar. Ancak bu kitapta öncelikle, kendinizi, hayatınızı kabul etmeyi, sizi üzen yoran şeylere kişilere hayır diyebilmeyi öğütlüyor. Evet sadece bu yolu gösteriyor. Sonuçta bunu yapabilmek de sadece bizim elimizde.

Sizler de kitabı okumak isteyenlerdenseniz ve okursanız, sonrasındaki yorumlarınızı paylaşın. Sevgiler, iyi okumalar.

Eserde Geçen Satırlardan;

“Teksas’da şöyle bir deyiş vardır: ‘En yüksek sesle havlayan en küçük köpektir.’ Kendine güven duyan biri kendine güven duyduğunu kanıtlama ihtiyacı hissetmez.”

“Nereye giderseniz gidin, sizi bekleyen bir sorun yumağı vardır. Bunda bir sorun da yoktur. Mesele bu yığından kaçmak değil, mesele uğraşmaktan hızlanacağınız yumağı bulmaktır.”

“Bu kıymeti kendinden menkul insanlar yanıktıcı derecede özgüven saçarlar, gözeneklerinden özgüven fışkırır. Bu güven başkalarını kandırabilir; en azından bir süre.”

“Ancak her şeyi kendine hak görmek başarısız bir stratejidir. Başka bir kafa bulma şeklidir. Mutluluk değildir.”

“Değer yargılarımız yaptığımız ve olduğumuz her şeyin temelidir.”

“Her şeyi iyi tarafından görmek gibi bir şey söylenmekteyse de, gerçek şu ki hayat bazen berbattır ve yapabileceğiniz en sağlıklı şey de bunu kabul etmektir.”

“Bütün dünya size karşıymış gibi hissediyorsanız, muhtemelen size karşı olan kendinizden başkası yoktur.”

Bu yazıyı paylaşın!
Bir Yorum

Bir Yorum Ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.