“Vatan Millet Samatya” Seray Şahiner
|Kitabın Yazarı: Seray Şahiner
Yayınevi: Doğan Kitap
Kitap Türü: Roman
Yayım Yılı: 2025
Sayfa Sayısı: 336
Arka Kapak Bilgisi
“Böyle güzel yalan söylemeyi annemden öğrendim.”
Aile bağlarını sevgiyle değil zaaflarla kuran üç kuşağın, dönüşen İstanbul’la birlikte yeniden biçimlenen hikâyesi. Sevilmek isteyen kızların tetikte büyümelerinin, baskı altında yaşayan kadın ve erkeklerin hayatta kalmak için başvurduğu farklı çözümlerin çarpıcı panoraması.
İstanbul’a caddeler üzerinden damga vurmak isteyenlere, aynı caddelerden can havliyle geçenlerin gözünden bir bakış…
Unutulmaz karakterlerin yaratıcısı Seray Şahiner’den güçlü ve iz bırakacak bir roman. Zor hayatların coşkulu ve ironik bir metne dönüştüğü benzersiz bir kitap.
Zengin ne demek? Biri seni kıskanıyorsa zenginsin. İnsan kaç parası olursa zengin olur bilmiyorum ama biz paramız varken bile zengin değildik.

Vatan Millet Samatya / Seray Şahiner
Yazarın daha önce “Hanımların Dikkatine” ve “Kul” adlı romanlarını okumuştum. Bu kitabın da anlatım dili diğerleri gibi çok anlaşılır ve akıcıydı. Konusu itibariyle okunması zaman zaman daha zor olabiliyor ama bununu nedeninin yazarın anlatım dili ile ilgili değil hikayenin geçtiği dönemde yaşanılan zorluklar nedeniyle olduğunu düşünüyorum.
Yok sayılmış bir sınıfın, susturulmuş kadınların ve bastırılmış hayatların romanı, bireysel ve toplumsal bir yüzleşme barındırıyor. Karakterler çok gerçek, yaşananlar kimseye uzak değil ve çok da uzakta olmayan hâlâ yaşanan olaylar belki de bu yüzden daha ağır ilerlediği yerler oldu. Hikayeyi öne Melek’ten sonra da kızı İnci’den dinliyoruz. İkinci bölüm biraz daha akıcıydı. Çok düşündürücü ve kalp sızlatan cümleler yer alıyor.
Görünmeyen hayatların romanı ‘Vatan Millet Samatya’, okuru kadın karakterlerin gözünden hayata, sisteme ve yalnızlığa bakmaya davet ediyor. Yazarla henüz tanışmadıysanız bir şans verin derim.
Eserde Geçen Satırlardan;
“Kimsenin ruhu olmak istemiyorum.”
“İnsan annesine küsünce bir daha çocuk olamıyormuş.”
“Anneciğim bana hiç geber demez: Geberesice, tufana gelesice der. Beddualarını, sonuna mutlaka “sice” yi ekleyerek yumuşatır. Çok kibar kadındır annem.”
“Zamanın ne kadar uzun olduğunu uyumaya çalışırken öğrendim.”
“İnsanların hakkımızda ne düşündüğünden daha beteri, bunu belli etmeleri… Bizi teselli etmeye kalkmasınlar diye her sorana “iyiyiz” diyoruz.”
“Kimsem yok Allah’ım.Dünyada bunlar yok sayıyor beni,gökyüzünde sen.Allah’ım beni öldür ki sana inanayım.Burada ayak bağı oldum sana da bunlara da ama beni öldürürsen söz bir daha senden bir şey istemeyeceğim.”
“İnsan kaç parası olursa zengin olur bilmiyorum ama biz paramız varken bile zengin değildik.”
“Zengin ne demek, o gün öğrendim. Biri seni kıskanıyorsa zenginsin.”
“Hayat zor derler bir de…Asıl ölmek çok zahmetli.Yeminle üşendiğimden yaşıyorum.”