“1984” George Orwell – BuMesele

“1984” George Orwell

Kitabın Yazarı: George Orwell

Yayınevi: Can Yayınları

Kitap Türü: Roman

1.Baskı:1984

Yayım Yılı: 2016

Sayfa Sayısı: 352

Arka Kapak Bilgisi

Parti’nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. (…) Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu.

George Orwell’in kült kitabı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, yazarın geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosudur. Bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmıştır. Geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır Bin Dokuz Yüz Seksen Dört. Güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir başyapıttır; yalnızca yarına değil, bugüne de ilişkin bir uyarı çığlığıdır.

1984

1984 / George Orwell

1947- 48 yıllarında yazılmış ve adı birkaç kez değiştirilerek mevcut adı ile çıkarılmış olan kitap, II. Dünya Savaşı sonrası oluşan baskıcı yönetimler döneminde yaşanılanların eleştirildiği politik bir romandır.

Eser, “İngsos Partisi” (İngiliz Sosyalizmi) ve onun lideri “Büyük Birader” in düşünceleri dışında hiçbir şeyin öneminin olmadığı ve onlar tarafından yönetilen Okyanusya toplumunu, Doğruluk Bakanlığında memur olan Winston Smith’in gözünden anlatılıyor. Toplum, Büyük Birader’in diktatörlüğünde sınıflara ayrılıyor. Winston Smith yapılan hiyerarşik sıralamada ortalarda bir yerlerde bir devlet memuru.

Kitapta bahsi geçen Okyanusya’da, halkın iletişim araçları ile İngsos’ un istediği şeylere nasıl inandırıldığını, geçmişin de geleceğin de nasıl onların istediği şekilde şekillendirildiğini anlatıyor. Partinin kurduğu sistemle, yapılan yanlışların nasıl gösterilmediğini, yapılan tahminlerin gerçekleşmediğinde nasıl gerçekleşmiş gibi gösterildiğini ve başarılı oldukları propagandasını tüm iletişim kanallarına, her şeye sahip olmaları nedeniyle nasıl kolayca yapabildiklerini göreceksiniz.

Geçmişi kontrol eden geleceği kontrol eder. Bugünü kontrol eden geçmişi de kontrol eder.” cümlesi kitapta birçok kez geçiyor. Tüm güç ellerinde olduğu için her şeyi istedikleri gibi şekillendirmek de Büyük Birader ve Parti’ nin elinde. Büyük Birader’in tek rakibi ise devrim sırasında aynı tarafta olan ancak fikir ayrılığına düşerek Parti karşıtı olan Emmanuel Goldstein.

Toplumda din yok, parti varken ondan başkası insanların hayatını yönlendiremez. Herhangi bir şeyi sorgulamak ya da tepki vermek yok. Eğlenmek genelde sakıncalı, cinsellik, çocuk yapmak dışında, yasaktır.

Yenisöyleme göre “Çiftedüşün” diye bir yaklaşım var. Kelimeler karşıt anlamları ile birleştiriliyor ve bu şekilde her şeyin yolunda olacağı, iktidara karşı düşüncelerin ortadan kalkacağı düşünülüyor. Örneğin,  Barış Bakanlığı savaşları, Sevgi Bakanlığı isyan ve işkenceyi, Doğruluk Bakanlığı ise ülkede tele ekranlarla yapılan gözetimi sağlar. “Düşünce Polisi” parti karşıtı düşüncelere sahip olanları yakalıyor. Olumlu anlamlı her kelime aslında karşıt anlamını içeriyor toplumda.

Kitap, sürükleyici ve dolu dolu bir kitap. Okuduğunuz her sayfada yaşadığınız döneme benzeyen yanlarını bulmak mümkün. Yüzyıllar geçse bile insanlığın bilincinde pek de fazla ilerleme olmadığını, her dönemde sınıfların var olduğunu, üstün yerini kaybetmemek için iyi ya da kötü her şeyi yapma hakkı olduğunu, astın sistemi değiştirme çabası uğruna verdiği savaşı, sınıflar arası çatışmalarını anlatan ve tarihin tekerrürden ibaret olduğunu hatırlatan bir eser.

Eserde geçen satırlardan;

“Savaş barıştır, özgürlük köleliktir, cahillik güçtür.”

“Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir.”

“Bak, Winston. Bazen iki kere iki beş eder. Hatta bazen üç eder. Bazen aynı anda hem beş hem üç ettiği de olur. Daha fazla çaba göstermelisin. Aklı başında olmak kolya değildir.”

“Hiyararşik toplumun varlığı, uzun sürede, ancak yoksulluk ve cehalete yaslanarak sürebilirdi.”

“Egemen kesimin iktidardan düşebilmesinin yalnızca dört yolu vardır. Ya bir dış güç tarafından alt edilecektir, ya ülkeyi yönetmekte kitlelerin baş kaldırmasına yol açacak kadar yetersiz kalacaktır, ya güçlü ve hoşnutsuz bir orta kesimin doğmasına engel olamayacaktır ya da kendine olan güvenini ve yönetme isteğini yitirecektir. Kendini bunların hepsine karşı koruyabilen bir egemen sınıf sürekli iktidarda kalabilir.”

“Kimse devrimi korumak için diktatörlük kurmaz; diktatörlük kurmak için devrim yapar.”

“Düşünce suçu, ölümü gerektirmez: Düşünce suçunun KENDİSİ ölümdür.”

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.