“Aliya İzzetbegoviç-Bilge Kral” Sevgi Başman

Kitabın Yazarı: Sevgi Başman

Yayınevi: İlk Gençlik Yayıncılık

Kitap Türü: Biyografi

Yayım Yılı: 2017

Sayfa Sayısı: 83

Arka Kapak Bilgisi

Aliya sıradan bir Boşnak ailesinde doğmuş sıradan bir çocuktu. Fakat onu sıra dışı yapacak sevgi ve merhamet dolu bir kalbi, cesaret ve kararlılık dolu bir karakteri vardı. Daha küçücük yasalarından itibaren dinine sahip çıkmış ve büyüdüğünde de inandığı değerler uğruna her türlü fedakârlığı göstermişti. Tıpkı Yusuf peygamber gibi zindanlara düşmüş ve sonrasında ülkesinin lideri olmuştu. Ömrü boyunca acı, çile ve hasret ile imtihan olmuştu. Ama hayallerinden asla vazgeçmemişti. Yatıyor, kalkıyor Bosna diyor, Bosna sayıklıyordu… Bosna onun için bir sevda, gizli bir yaraydı hep. Onun Bosna’ya olan sevgisi ve emeği özgürlüğü getirmiş, Aliya ülkesini bağımsızlığa taşımıştı. “Bu kitap gerçek bir hayat hikâyesi değil de hayal ürünü bir roman olsaydı, bazılarımı/ onu, ‘kesinlikle çok abartılı’ bulacaktı… ”

Aliya İzzetbegoviç-Bilge Kral / Sevgi Başman 

Yazarın okuduğum ilk kitabı ve kendisi ile ilgili her hangi bir bilgiye ulaşamadım. Biyografi tarzında beş adet kitabı bulunuyor.

Aliya İzzetbegoviç-Bilge Kral’ı seçmem biraz kişisel sebeplerden oldu. 2003 yılında hayatını kaybeden, adına şarkılar yazılan Bosna’nın sevilen Cumhurbaşkanının hayatını her zaman merak etmişimdir. (Boşnak müziğinin en sevilen sanatçılarından olan Dino Merlin’in seslendirdiği şarkıyı dinleyebilirsiniz.)

Sözlerini anlasanız da anlamasanız da vermek istediği duyguyu hissedeceğinizden emin olabilirsiniz.

Kitabın yazım dili oldukça basit ve akıcı. Ancak yazım hataları ve devrik cümlelerden de nasibini almış bir eser olmuş. Belki sonraki basımlarında bu konuya biraz daha önem verilebilir.

Aliya’nın doğumundan, gençliğine, evliliğine, eğitimine, iş hayatına, hapiste geçen zamanlarına kadar birçok bilgiye ulaşabiliyorsunuz kitapta.

Kitapta genel olarak; Aliya’nın çok sevdiği Bosna Hersek’in parçalanmaması için verdiği mücadeleyi, ölümü zaman zaman bir kurtuluş olarak gören Bosna halkının çok zor geçen savaş yıllarını kelimenin tam anlamıyla acı bir şekilde hissedeceksiniz.

Eserde Geçen Satırlardan;

“İnsan bu dünyaya bir amaç için gelmişti ve elbette sorumlulukları olacaktı. Bir öğrencinin, bir öğretmenin, bir doktorun yani herkesin sorumlulukları vardı bu hayatta. İnsan sorumluluklarını terk etse düzen bozulur ve kargaşa çıkardı.”

“İnsanın kalbine girecek insanın ne zaman karşısına çıkacağı bilinmez. Bazen en umulmadık zamanda ve en olmayacak yerde bir bakmışsınız ki kalbinize denk bir hayat yoldaşı ansızın önünüze çıkıvermiş. Kader işte…”

“Kalbinde sevgi olan insana top tüfek işlemiyordu. İşte Aliya ve Halide’nin aşkı savaş gölgesinde başlamış bir hikayeydi.”

“Hasret ne kadar zor… Kavuşmak ne kadar da güzeldi…”

“O günlerde Saraybosna’da hayatta kalmak mucize gibi bir şeydi. Çünkü ölümün sıradanlaştığı yıllardı. Mutlaka her evden kaybedilen, yaralanan bir can vardı.”

“Tıpkı Fransız bir gazetecinin dediği gibi, ‘Avrupa Saraybosna’da ölmüştü’… Çünkü bu vahşet karşısında seyirci kalmayı tercih etmişlerdi.”

“İnsanın bir hedefi olunca önüne gelen yokuşlar da bir bir aşılıveriyordu. Yeter ki inansın, istesin ve gayret etsindi.”

“Aliya sıradan bir Boşnak ailesinde doğmuş sıradan bir çocuktu. Fakat onu sıra dışı yapacak sevgi ve merhamet dolu bir kalbi, cesaret ve kararlılık dolu bir karakteri vardı.”

“Hiç kimse intikam peşinde koşmamalı, sadece adaleti aramalıdır. Çünkü intikam sonu olmayan kötülüklerin de kapısını açar. Geçmişi unutmayın ama onunla da yaşamayın.”