“Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu” Stefan Zweig – BuMesele

“Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu” Stefan Zweig

Kitabın Yazarı: Stefan Zweig

Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları

Kitap Türü: Hikaye

Yayım Yılı: 2016

Sayfa Sayısı: 62

Arka Kapak Bilgisi

Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920′ li yılların ilk yarısında kaleme aldı.

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun “gönderen” inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: “Sana, beni asla tanımamış olan sana”. Kadın büyük tutkusunu hep bir “bilinmeyen” olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde “taraflar” değil, sadece tek bir “taraf” vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi?

Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda “mutlak aşk” kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal!

bilinmeyen-bir-kadin

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu / Stefan Zweig

Yabancı dilde yazılan kitaplarda karşılaştığım en büyük sorun çeviri. Bazen kitabı okutmayacak kadar kötü olabiliyor gerçekten. Ancak kitap Ahmet Cemal tarafından çevrilmiş. Bu insanı biraz rahatlatıyor. Çeviri anlaşılır ve oldukça akıcı ancak kitap içerisinde özne yüklem uyumsuzluğu olan, devrik bazı cümleler yer alıyor.

Mutlak ve karşılıksız aşkı anlatan en güzel eser. Kitabın ilk üç sayfasını okuduğunuz anda devamında gelecek satırları merak etmeye başlıyorsunuz. On üç yaşında başlayan, tüm ömrü boyunca süren karşılıksız, saf, tertemiz ve hüzün dolu bir sevgi okumanız için sizleri bekliyor. Her cümlesi çok içten ve sıcak.

Duygular çok güzel anlatılmış adeta kendinizi kadının yerine koymaya başlıyorsunuz. Acı veren, yaralayan aynı zamanda mutlu eden bir sevgi. Öyle bir sevgi ki kısacık bir bakış, yalnızca bir an için hatırlanmak uğruna ömrünü adamış ve bundan hiç pişman olmamış, gerçekten sadece sevmiş bir kadının sevigisi. Yer yer saplantıya dönüşmüş olduğunu düşündürtmüyor değil ancak okuduğunuz her satır sizi duygudan duyguya sürüklüyor.

Sevmek zor, sevmediğin ya da sevilmediğin insanı sevmekse daha zor. En zoru ise sevdiğinin yakınındayken bile aslında en uzağında olduğunu bilmek ve kabul etmek zorunda olmak. Seven ve sevmeyi bilen herkesin okuması gereken bir kitap. Adını bilemeyeceğiniz bu kadın belki de biraz sizsinizdir.

Eserde geçen satırlardan;

“Yalnızca seninle konuşmak istiyorum. Sana ilk defa her şeyi söylemek istiyorum; bütün hayatımı bilmelisin, o hayat ki, hep senindi ve sen onu asla bilmedin.”

“…beni dinleyeceğin bu çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım.”

“Sen benim için, evet sen benim için her şeydin, bütün hayatımdın.”

“Ve sadece ihtimal olan bir saat uğruna her şeyi geri çevirdim, sırf  ilk çağırışında özgür olabilmek için. Zaten çocukluktan uyanışımdan beri bütün hayatım bir bekleyişten, senin iradeni bekleyişten başka neydi ki!”

 

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.