“Boş Dolaplar” Annie Ernaux

Kitabın Yazarı: Annie Ernaux

Yayınevi: Can Yayınları

Çevirmen: Siren İdemen

Kitap Türü: Roman

Yayım Yılı: 2022

Sayfa Sayısı: 168

Arka Kapak Bilgisi

Küçük bir kafe-bakkal işleten anne babanın etrafında şekillenen mutlu bir çocukluk, okul hayatı, yeni bir sosyal çevre, yabancılaşma, sınıf atlama arzusu, onaylanma ihtiyacı, öfke patlamaları, utanç, kürtaj… Seneler’e uzanan oto-sosyobiyografi yazınının da habercisi olan Boş Dolaplar, iki ayrı dünya –eğitimsiz işçi sınıfı ve eğitimli burjuva sınıfı– arasında sıkışıp kalmış, okul yaşamındaki başarılarıyla ailesinin temsil ettiği her şeye karşı kendini yeniden inşa etmeye çalışan genç bir kızın, Denise Lesur’ün hikâyesi. 
 
Ernaux, ne olmak istediğinden ziyade ne olduğuyla cebelleşmek zorunda kalan, toplumsal yükseliş sancıları çeken otobiyografik karakteri Denise’in yaşamını anlatırken her zamanki gibi sakınmasız ve cesur.
 
“Ernaux’nun kitapları birer itiraf değil, bir tür kişisel epistemolojidir… Onları okumak, o anlaşılmaz, acı verici, zaruri ‘oluş’ sürecini anlama girişimidir.”
The New Yorker
 
“Boş Dolaplar, 1950’li yıllarda Fransa’daki sınıf sisteminden ve bir kadının sınıf atlamak, geçmişini unutmak için verdiği mücadeleden daha fazlasıdır. Bu roman, kültürel anlamda haklarından mahrum bırakılmışların kendi sesleriyle konuşmasına, gerek konusu itibarıyla gerek edebî biçimiyle, unutulmaz bir katkı sunuyor.”
The Bloomsbury Review 

Boş Dolaplar / Annie Ernaux

Ödüllü kitaplarda genelde bunu yaşıyorum. İnsanlar büyük beklentilerle okumaya başlıyorlar ve bu muymuş diyorlar.

Öncelikle ilk söylemem gereken şey, eğer vakti geldiyse ve sizin için doğru bir zamanda okursanız sizi birkaç sayfada içine alacak bir kitap. Aksi durumda sıkılabilir ve ne oluyor bu kitapta da diyebilirsiniz.

Benim için doğru bir zamandı sanıyorum. Denise Lesur, çok etkileyici bir karakterdi. Yaşadıklarını anlatırken, hislerini, kafasından, kalbinden geçenleri öyle güzel bir dille anlatıyor ki olayları yaşarken, kendinizi yerine koyuyor, dertlerini size anlatan bir arkadaşınızla olayları yaşıyor gibi hissediyorsunuz.

Yer yer kendi hayatınızla, çevrenizdeki hayatlarla karşılaştırırken buluyorsunuz kendinizi farketmeden. Ben olsaydım ne yapardım dedirtiyor. Aile ilişkilerinizi düşünüyorsunuz, hayatınızda yer alan herkese karşı hislerinizi farkediyorsunuz.

Hayatımı sorgulatan bir kitap oldu kendi adıma. Anlatım tarzı ve üslubu çok içtendi. Çevirisi başarılıydı.

Sen ne kadar Denise Lesursün?

Okuduysan ya da okursan sen de fikirlerini yorumlarda paylaşmayı unutma.

Eserde Geçen Satırlardan;

” Sahte hazineler sakladım boş dolaplar
Beyhude bir gemi taşıyor çocukluğumu içimdeki sıkıntıya
Oyunlarımı yorgunluğa.”

“Utanç, aşağılanma, hiç konuşulmayan şeylerdir bunlar, yüzümüzün ortasına söylenen kalleş cümleler, unuturuz onları, özellikle de çocukken.”

“Kafamın içi bir sürü in­sanla doluydu, bir tarafta gönlünce yaşayan, zengin ve mutlular, diğer tarafta yırtık pırtık paçavralar içinde, kuru ekmekle karnını doyuran, anasız babasız, kapkara bir sefalete mahkum talihsizler, ikisinin ortası yoktu.”

“İki dünyam arasındaki kopuşu hızlandıran şeyler. Annemin az katkısı olmamıştır, hep dediği gibi, benim iyiliğim için.”

“Kelimeler ve kıyafetlerle ötekiler gibi olunabilmeli.”

“Devrim olacağı yok, ne yapalım, sağlık olsun. “

“Hakikat, kitap sayfalarında beyaz üzerine siyahla yazılıydı ve benim için biçilmiş kaftan gibiydi.”

“Yolun sonuna varmak, yeniden yola çıkmak için. Nereye?”

“Hayat, dedikleri gibi, tatlı, kaygısız ve hüzünlü.”

“O dünya bir anda benim olmaktan çıkmadı. Aynada kendime bakıp da onları artık görmeye dayanamadığımı, beni mahvettiklerini haykırmam yıllar aldı…”

“Beş altı yaşlarımda onları seviyor, onlara inanıyordum. Tanrım sen bilirsin, hangi an, hangi gün duvarların rengi çirkin görünmeye, yatak odasındaki tuvalet kovası pis kokmaya başladı, ne zaman gariban ihtiyarlar beş para etmez, ayyaş moruklara dönüştü… Annemle babama benzeyeceğim diye ne zaman delice korkuya kapıldım… Bir günde olmadı,büyük bir kopuş anı yok.”