“Haşırt Dı Bilekbord” Zafer Algöz – BuMesele

“Haşırt Dı Bilekbord” Zafer Algöz

Kitabın Yazarı: Zafer Algöz

Yayınevi: İnkılap Kitabevi

Kitap Türü: Anlatı-Anı

Yayım Yılı: 2018

Sayfa Sayısı: 224

Arka Kapak Bilgisi

“Zafer Abimin bu yazılarını okurken gerçekten çok güldüm. Mal güzel. Müthiş bir zamanlama ile yazılmış performanslar gibiler. Bazen bu performanslara canlı tanıklık da ettim, çok şanslıyım. Hem esnek hem beton gibi sağlam öyküler. Peki, hiç düşündünüz mü nedir bunun sebebi? Ben düşündüm.

İyi şeyleri ancak iyi çocuklar yapar.
Zafer Abim de hiç yaşlanmayan o iyi çocuklardandır.”
Cem Yılmaz

Zafer Algöz; Kemal Sunal’dan Sadri Alışık’a, Öztürk Serengil’den Fatma Girik’e, Erkan Can’dan Cem Yılmaz’a pek çok sanatçıyla setlerde, sahnede ve dost meclislerinde yaşadıklarını anlatıyor. Haşırt Dı Bilekbord güldürüyor, hüzünlendiriyor ve sanat dünyasının önemli isimlerini daha yakından tanıma fırsatı sağlıyor.

Usta bir oyuncunun tanıklıklarıyla sese ve zamana soluk veren öyküler…Haşırt Dı Bilekbord

Yazarın ‘Kafa’ dergisinde yazdığı yazıların bir araya getirilmiş hali olan ilk kitabını bitmesini istemeye istemeye okudum diyebilirim. Son dönemde ‘Muhteşem İkili’ adlı dizide Yüksel amir rolüne hayat veren Zafer Algöz’ü özellikle Yahşi Batı’daki performansı ile çok sevmiştim.

Algöz’ün gençliğinden bugüne tiyatro oyunlarında, film setlerinde çalıştığı usta sanatçılarla olan anılarını paylaştığı kitabı güle güle okudum. Kitabın adı nereden çıkmış diye düşünenler için daha ilk hikayeden açıklamayı yapıyor yazar. Öztürk Serengil’den Kemal Sunal’a, Nur Subaşı’dan Sadri Alışık’a, Erkan Can’dan Müşfik Kenter’e birçok sanatçı ile çalışma fırsatı bulan Zafer Algöz, perde arkasında yaşadıklarını, anılarını öyle güzel anlatıyor ki kitap okumuyor da gösteri izliyorum hissine kapılıyorsunuz.

Tebessüm ve ara ara kahkaha ile okuduğum kitapta yer yer hüzünlendim de. ‘Viva Santana’ onlardan biri. Zafer Algöz’ün keyifle okuduğum kitabını ‘Keş On Dı Teybıl’ isimli kitabı takip ediyor. Fırsat bulur da okursam onun da yorumu gelir. Sizler de kitabı merak ediyorsanız, keyif almak ve gülümsemek için tereddüt etmeden okuyabilirsiniz.

Eserde Geçen Satırlardan;

“Deniz kenarında lüks bir restoranda uzun atlama demek, cayır cayır kazıklanmak demek… “

“Eğer hayatta böyle kahrınızı çeken biri varsa onu asla bırakmayın… Hep sevin…”

“Üzülüyorsun, takma diyorlar…
Kızıyorsun, değmez diyorlar…
Susuyorsun, iki çift laf et diyorlar…
Konuşuyorsun, muhattap olma diyorlar…
Çekip gidiyorsun, mücadele et diyorlar…
Alttan alıyorsun, tepene çıkardın diyorlar…
Bağırıyorsun, sakin ol diyorlar…
Aklı başında davranıyorsun, bu kadar uslu olunmaz diyorlar…
Dikine gidiyorsun, yaşına başına yakışmaz diyorlar…
Ölünce ne diyecekler?
Muhtemelen ölüm sana yakışmadı…
Normal tabii.. Dirimizi beğenmediler…
Ölümüzü mü beğensinler…”

“Üşüdüğümüzde camı kapatmak kadar kolay olsaydı keşke,
Sevilmediğimizi anladığımızda o kişiye yüreğimizi kapatmak… “

“Televizyonlar o zamanlar siyah-beyazdı ama hayatlar güzel, renkli ve samimiydi… Keşke yine televizyonlar siyah-beyaz olsa… Ama bizler yine o renkli yıllara dönsek diyorum. Herkes ister mi bilemiyorum… Ben çok özlüyorum…”

“Yahşi Batı’da hiç atlı sahnem yoktu. Bir provada sordular.
Zafer abi, at binebiliyor musun?
Benim yerime Cem Yılmaz cevapladı: Zafer abim çok iyi at biner ama bir kusuru var, attan inemez…”

“Zaten aktör dediğin nedir ki? oynarken varız, yok olunca da sesimiz şu boş kubbede bir hoş seda olarak kalır, bir zaman sonra da unutulur gider….”

“Zeki Müren sadece şarkı söylemez, o şarkıyı aynı zamanda okur. Cümle içinde doğru vurgu yapar. Eriyorum der, gerçekten erirsin. Ölüyorum der, gerçekten ölürsün. Nota bilir, usul bilir. Binlerce şarkı bilir. Ona paşa değil, mareşallik bile yakışır.”

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.