“İstanbul Kırmızısı” Ferzan Özpetek
Kitabın Yazarı: Ferzan Özpetek
Yayınevi: Can Yayınları
Kitap Türü: Roman
Yayım Yılı: 2016
Sayfa Sayısı: 144
Arka Kapak Bilgisi
Ferzan Özpetek, doğup büyüdüğü şehir olan İstanbul’ u yıllardır uzaktan gözlemliyor. Bu sevginin ve hüznün romanı olan İstanbul Kırmızısı, sanatçının sinema eğitimi için İtalya’ya gidişine kadarki İstanbul yaşantısından izler taşıyor. Mesafelerle ölçülebilen uzaklığın kişiyi bir şehre ait olmaktan alıkoyamayacağını, önemli olanın şehirde yaşamak değil, şehri yaşatmak olduğunu gösteriyor.
Filmleriyle tüm dünyada adından söz ettiren Ferzan Özpetek, romancılıkta da bir o kadar iddialı.
İstanbul Kırmızısı / Ferzan Özpetek
Yazarın sadece filmlerde değil kitap yazmakta da ne kadar başarılı olduğunu öğrendiğim kitap. “Hamam” filmi ile adını duyurmuş olan yönetmen, “İstanbul Kırmızısı” adlı kitabında İstanbul’ a olan aşkını ve kimsenin ne düşündüğüne aldırmadan aşka olan bakışını yalın bir dille tüm içtenliğiyle anlatıyor.
Edebi olarak çok bir şey beklenilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak duygularını dile getiriş biçimi oldukça başarılı. Ferzan Özpetek’ in hayatı, düşünceleri, İtalya’ ya gidişi, yaşayışına dair birçok şey öğreniyorsunuz. Bir otobiyografi de denebilir aslında.
Bu güzel kitap çok başarılı bir oyuncu kadrosu ile yakın zamanda beyaz perdede seyirci ile buluşmaya hazırlanıyor. Şimdiden iyi seyirler.
Eserde geçen satırlardan;
“Aynı anda iki insanı sevmek mümkünmüş.”
“Uçurtma uçurmayı bilmeyen bir erkek, bir kadını mutlu edemez.”
“Uzaktan bir şehir nasıl bu kadar güzel anlatılabilir? Mesafelerle ölçülebilen uzaklığın kişiyi bir şehre ait olmaktan alıkoyamayacağını, önemli olanın şehirde yaşamak değil, şehri yaşamak olduğunu gösteriyor.”
“Hayatta asla başkalarının yargılarına takılıp kalmamak, insanların acımasızlığına ve dedikodularına kulak asmamak gerekir. Sevdiklerimizin ve bizi sevenlerin zayıflıklarını anlamaya çalışmak, bizde yarattıkları acılar yüzünden onları bağışlamak gerekir. Çünkü gerçekte önemli olan, göze görünen değil, duyguların özüdür.”
En güzel Deniz
Henüz gidilmemiş olandır.
En güzel çocuk
Henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz
Henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz
Henüz söylememiş olduğum sözdür.
Nazım Hikmet
