Özge Uzun: Sizin Hiç Maviniz Var Mı? – BuMesele

Özge Uzun: Sizin Hiç Maviniz Var Mı?

Kitabın Yazarı: Özge Uzun

Yayınevi: İnkılâp Kitabevi

Kitap Türü: Deneme

Yayım Yılı: 2015

Sayfa Sayısı: 168

Arka Kapak Bilgisi

“Yıldızlar insanlara ait, ama kimseninki birbirine benzemiyor. Bir tek sen kimsenin görmediği gibi göreceksin onları…” Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupéry

“Bazı anlar… Hiç beklemediğin bir anda, tam da yeni bir yara açılmışken bedeninde, gökyüzündeki güneşe karışmış, maviliğe benzeyen bir çift göz gülümser sana. Elleriyle başını tutup öptürür kendini. Bir öpersin, yine tutar bir daha öptürür. Kulağına, ‘Seni çok seviyorum,’ diye fısıldarsın. Bir gülücükle der ki, ‘Biliyorum.’ ‘Bazen çok kızgın olabiliyorum, ama kızgınlığım sana değil, seni anlayamayan bana. Biliyorsun değil mi?’”

Herkes gibi hayallerine tutunan, hayallerini gerçekleştirmek için çabalayan bir kadın  Özge Uzun. Sizin gibi, bizim gibi… Âşık olmak, başarılı olmak, anne olmak isteyen bir kadın… Kimi hayaller gerçek olur, kimileriyse başka bir şey… En kötüsü de o “bir şeyi” tanımlayamamaktır.

Bu kitap gözün  gördüğü, yüreğin duyduğu, dilin söyleyemedikleriyle yazılmış  çıplak bir kitap; mış gibi yapmayan, figüransız, çırılçıplak… Bir kadının kendi kalbiyle olan konuşmalarıyla derin, sahici, ama en çok da samimi. Biraz kulak kabartırsanız sesini bile duyabilirsiniz…

Bir çift mavi göz… Bir çift beyaz kanat… Pembe hayaller… Ve her şeye rağmen umut… Sizin Hiç Maviniz Var mı?

ozge-uzun

Sizin Hiç Maviniz Var Mı? / Özge Uzun

Şu an yazarken bile, kitapta okuduğum satırları, o içtenliği hatırladıkça burnumun direğinin sızladığını söyleyebilirim. Biraz anı, biraz deneme tarzı bir kitap.

Kitabı ilk aldığımda açıkçası bu kadar iyi olabileceğini düşünmemiştim. Neden bilmiyorum ama düşünmemiştim. Özge Uzun başarılı bir televizyon sunucusu. Pek tanımıyordum kendisini kitabını okuyuncaya kadar. Ancak okuduktan sonra, sadece başarılı bir televizyon sunucusu olmadığını, bunun yanında, çok iyi bir anne, iyi bir eş ve içten bir insan olduğunu hissettim. Kitabı okudukça sanki kendisi tanıdığınız biri oluyor. Hiçbir şeyi tek taraflı anlatmayışı, yapılan yanlışları objektif bir şekilde değerlendirmesi hepsi insana güven veriyor ve ne kadar doğru bir bakış açısına sahip olduğunu gösteriyor.

Herkes hayatta her şeyin en iyisini hak ettiğini düşünür. Ancak her zaman her şey insanın istediği ya da hak ettiğini düşündüğü gibi olmayabilir. Önemli olan eşlerin, ailenin bu zor zamanlarda bile birlikte olabilmesi. Olamıyorsa da düşman olmaması. Keşke her şey herkes için güzel olabilse.

Yazarın mavisi; oğlu “Dağhan” hayatı, her şeyi… Annenin yapacağı her türlü fedakarlık ve daha fazlası bu kitapta. Ben çok etkilendim çok başka duygular hissettim okurken ve siz de okuyun derim. Kitaplığımda en sevdiğim kitaplardan biri olarak duruyor. Arada bir yine okumak için belki. Belki mutlu olmayı unuttuğum zaman, aslında ne kadar çok sebebim olduğunu tekrar hatırlatsın diye. Belki şükretmeyi unuttuğum zaman yeniden hatırlamam için. Güçsüz ve yorgun olduğum zaman biraz kuvvet, dayanma gücü versin diye belki ve daha bir sürü şey.

Eserden sevilen satırlar;

Her paragrafını sevdim, ancak başlangıç kısmından sizle paylaşmak istediğim kısmı şöyle,

“Bu kitabı en çok kadınlar okusun istiyorum.

Bir zamanlar benim yaşadığıma benzer deneyimler yaşamaya başlayan kadınlar, anneler… Henüz yolun başında olanlar… Dağhan doğduğunda keşke bir rehberim olsaydı diye çok düşünmüştüm. Birileri bana yaşama ihtimalim olanları anlatsaydı, belki düşüşlerim, kendimi dövmelerim daha az olurdu…Ama mutlaka olurdu. Annelik hele de özel bir çocuğunuz varsa deneyimleri paylaşarak görece kolaylaşan bir olgu. Umarım bu kitabı okuyan kadınlar kendilerini daha az döverler.

Bu kitabı en çok erkekler okusun istiyorum…

Kadınları anne olduktan sonra anlamakta güçlük çeken, onlardan uzaklaşan, doğan bebekle beraber onları yalnızlığa iten erkekler…

Bu kitabı en çok önyargıları olanlar okusun istiyorum…

Her yaşananın altında bir bit yeniği arayan, “vah vah” ile başlayıp “ama” diye devam edenler…

Bu kitabı hayatta kötü şeylerin hep kendilerinin başına geldiğini düşünenler okusun istiyorum.

Bu kitabı şükretmeyi gerçekten bilmeyen, en ufak sorunları kocaman yapan, sahip oldukları mucizelerin farkına varamayan anneler okusun istiyorum…

Bu kitabı özel çocuğa sahip, düşen, savaşan, gizli gizli ağlayan, ölmeyi, hatta birlikte yok olmayı düşünen, yorgun, bıkkın, en ufak bir şeyde yüzünde güller açan ama gözlerinde hep hüzün olan anneler okusun istiyorum… Yalnız değilsin güzel kadın…”

 

 

 

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.