“Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş” Oyun Yorumu
|Oyun: “Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş”
Yazan: Hanoch Levin
Çevirmen: Nermin Saatçioğlu
Yönetmen: Kerem Ayan
Dekor Tasarımı: Işın Mumcu
Giysi Tasarımı: Mihriban Oran
Işık Tasarımı: Akın Yılmaz
Müzik: Murat Balcı
Yönetmen Yardımcısı: Ülkü Duru
Yönetmen Asistanı: Gamze Tanrıvermiş, Müge Çakır
Sahne Amiri: Ergül Muslu
Kondüvit: İsmail Cem Dağlı
Işık Kumanda: Sercan Sayın
Suflöz: Şeyda Pektok
Oyuncular: Ülkü Duru, Musa Uzunlar, İşdar Gökseven
Süre: 1 saat 15 dakika (Tek Perde)
Prömiyerini 04.02.2014 tarihinde yapmıştır. Geçen sezon izlediğim oyunun “İstanbul Devlet Tiyatrosu”nda bu sezon da yer bulmuş olması beni çok mutlu etti. Zira oyun ve oyunculuklar bunu sonun kadar hak ediyorlar.
Oyunda; evliliklerinden, birbirlerinden hatta kendilerinden bile sıkılan bir çiftin hikayesi konu ediliyor. Kavga etmeye aslında çok sebep olmasa bile, amaç kavga etmek olduktan sonra yerli yersiz sebeplerin kolayca bulunabildiğini göreceksiniz. Tabi bu sadece evliliklerde değil hayatın tamamında geçerli bir durum.
Evli değilseniz, “Herkes mi böyle oluyor evlenince?” sorusu ister istemez aklınıza geliyor. Ancak evli iseniz ki (ben evli bir arkadaşım ile izlemiştim) hayat arkadaşınızın değerini belki bir kez daha anlayacak ya da anımsayacaksınız. Ayakta alkışlanmış, sizlerin de mutlaka izlemeniz gereken bir oyun, çok keyif alacaksınız.
Az sayıda ancak çok başarılı üç isim, yüksek performans sergiliyor oyun boyunca. Musa Uzunlar, televizyon oyunculuğundan çok farklı tiyatroda, bir başka oluyor, kendilerini belki de orada daha iyi hissediyorlar. Nedenini bilmiyorum ama tiyatrocu olmak bu olsa gerek.
Son Söz: Hepsi birbirinden başarılı tüm oyunculara ve oyunun seyircisi ile buluşabilmesi için emeği geçen herkese teşekkür ediyor daha uzun sezonlar izleyicisi ile buluşmasını temenni ediyorum. Tabi siz yine de sezonlarca beklemeyin derim 🙂
Hikaye: | (4,0 / 5) |
Oyunculuklar: | (5,0 / 5) |
Dekor: | (3,0 / 5) |
Sunum: | (5,0 / 5) |
KARAR: | (4,3 / 5) |
http://www.istdt.gov.tr/yasamak-denen-bu-zahmetli-is
Az sayıda ancak çok başarılı üç isim bence de kendilerini orada daha mutlu hissediyorlar çünkü gerçekten nefes aldıkları yer sahneler. sahnelerin tozunu almış bu büyük insanlar, televizyon dünyasına mecburiyetten katılıyorlar bence. sahnede alkışlarla istedikleri tatmini alabilseler de maddi açıdan onlara yetebilecek bir alan olmuyor sahne dünyası. sahnelerde hayallerinin kanıtlarına tutunup uçuyorlar, bizlerde aynı kanatlara tutunmayı becerebilirsek mutlu olarak ayrılıyoruz o oyundan. bu oyun o oyunlardan biri işte.