Sefa Tantoğlu: Başarılı Oyuncu ile Keyifli Bir Röportaj – BuMesele

Sefa Tantoğlu: Başarılı Oyuncu ile Keyifli Bir Röportaj

“Ortaoyuncular evimiz ve Ferhan Şensoy biz ortaoyuncuları için ustadır.”

Tiyatrocu, başarılı oyuncu Sefa Tantoğlu ile çok içten bir sohbet gerçekleştirdik. Öncelikle yoğun programında zaman ayırdığı ve röportaj teklifimizi geri çevirmediği için kendisine çok teşekkür ediyor, sorduğumuz sorulara verdiği samimi cevaplarla sizleri baş başa bırakıyoruz.

Soru 1-  2008 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümünden mezun oldunuz. Oyunculukta eğitimin önemi sizce nedir? Başarılı olmak eğitimli olmaktan mı geçiyor? Alaylı oyuncuları sektörde ne kadar başarılı buluyorsunuz?

– Eğitim, her alanda olduğu gibi oyunculukta da çok önemli elbette ki ama okulda edindiğimiz eğitimin yanında oyuncunun yani oyuncu kişisinin kendisini eğitmesi de büyük önem arz etmekte. Oyunculuk bir serüven ve hiç bitmeyen bir öğrenim süreci diyebilirim.

Bu yüzden okullu olsun alaylı olsun fark etmez başarılı olmak istiyorsa oyuncu kişisi entelektüel ve pratik olarak kendisini geliştirmelidir. Nice alaylı olup yetenekli oyuncularımız olduğu gibi nice okullu olup yitip gitmiş oyuncularımız da çokçadır. Okullarımız oyuncu adayına bir disiplin ve ekol katar ve fakat bunu anlayabilene aynı zamanda hayatına yansıtabilene. 

Soru 2-  Türkiye’de tiyatro size göre ne durumda? Yıllar içerisinde izleyici sayısı arttı gibi görünüyor. Bu artışı yeterli buluyor musunuz?

– Türk tiyatrosu köklü bir tiyatrodur, gerek geleneksel Türk tiyatrosu gerekse modern Türk tiyatrosu dünyada önemli bir yer  sahiptir. Bu minvalde günümüzde seyircinin tiyatroya ilgisi katlanarak artmakta bunu gözlemlemek hatta birebir yaşıyor olmak büyük keyif kendi adıma.

Seyircinin tiyatroya ilgisinin artıyor olması doğru orantılı olarak Türk tiyatrosunun gelişmesine, dönüşmesine katkıda bulunmakta. Oyunlarımızdaki kalite, nicelik ve nitelik arttıkça seyircinin tiyatro sanatına olan ilgisinin de giderek arttığını görmek, gözlemlemek gerçekten ümit verici.

 Soru 3- Tiyatroların ve tiyatrocuların en büyük sıkıntıları sizce nedir?

– Tiyatroların, tiyatrocuların günümüzdeki sıkıntıları tabii ki saymakla bitmez. Özellikle pandemi döneminde yaşadığımız sıkıntı, sahnesi olan tiyatroların kira yardımı alamamaktan ötürü kapanmak zorunda kalmaları oldu.  Oyuncuların bu anlamda yalnız bırakılmaları yalnızlaştırmaları başlı başına bir problem. Tiyatroların ve tiyatro oyuncularının seyirciye ihtiyacı aşikar iken pandemi döneminde zorunluluktan dolayı seyircilerimizden uzak kaldık. Bu biz oyuncuları hem ekonomik anlamda hem de mental anlamda çok yıprattı.

Günümüz hükümetinin sanatçılara yardım elini uzatamayışı, trajik olaylara yol açtığı gibi aynı zamanda biz sanatçıları ümitsizliğe de sevk etti. Unutmamalıyız ki sanat ve sanatın her dalı insanlığın olmazsa olmazlarındandır.

Soru 4- Sinema, dizi ve tiyatro! Hepsinde yer aldınız. Sizce yapılan oyunculuklar arasında farklar var mıdır? Siz kendinizi hangisine en yakın hissediyorsunuz?

– Evet, elbette aralarında farklar vardır ve fakat bu fark nüans farkıdır. Teknikleri değişir. Benim için tabii ki tiyatro kültüründe yetişmiş her oyuncu da olduğu gibi tiyatro birinci sırada gelir ama bu demek değildir ki sinema, reklam ya da dizi daha az önemlidir benim için. Aksine mesleğimi icra edebileceğim her alan başımın tacıdır. Fakat tiyatronun yeri hep ayrıdır 🙂

Soru 5- Meslek hayatınız boyunca sahnede başınıza gelen, unutamadığınız bir anınız var mı?

– Olmaz mı?

Birçok var ama benim için en güzellerinden bir tanesi Ortaoyuncular tiyatrosu’nda ilk profesyonel olduğum oyunda prömiyer gecesi Ferhan Usta ile karşılıklı oynadığımız sahnede ezber unutmam ve ezberi unuttuğum gibi pası direkt ustaya atmam.

Hocam ben batırdım sen benim için toplar mısın? Gözlerimdeki ifade buydu eminim. Tabii ki kendisi büyük bir ustalıkla, rahatlıkla lafını evirdi çevirdi ve bana unuttuğum yeri hatırlatıp pası geri attı. Bu benim için müthiş bir deneyimdi. Oyun sonunda boynum bükük ustamın yanına gittiğimde “Olur böyle şeyler, aktöre deneyim katar Ortaoyunculara hoş geldin” dedi. Şükür ki o gün bugündür bir daha da ezberimi unutmadım.

Soru 6- Yüzyıllar öncesinde kaleme alınan oyunların günümüzde sahnelenmesi ve güncelliğinden bir şey kaybetmeyişini neye bağlıyorsunuz? Sizce yakın ve yeni dönemde de yüzyıllar sonrasına kalacak oyunlar olacak mıdır?

– Kendi yaşadığı dönemin şartlarını, ekonomik, siyasal yapısını çok iyi irdelemiş, insanı insan yapan yapıları (ki bunlar hisleri, arzuları, hırsızları vb.) kusursuzca gözlemleyip aktarmış olan yazarlar evrenselliğe ulaşırlar. Bu durum da onları ölümsüz yapar.

Elbette ki olacaktır bundan sonrasında da ölümsüz yazarlar. İnsanları etkileyecek, ölümsüzleşecek olan yazarlar, kendi dönemini çok iyi irdeleyip gelecek nesiller için öngörüde bulunan yazarlar, yazarlarımız tabii ki çıkacaktır.

Soru 7- Yer aldığınız tüm projeleri düşündüğünüzde, çalışırken hayal kırıklığına uğradığınız ya da çalıştıktan sonra hayranlığınızın arttığı oyuncular oldu mu?

– Önceki yıllarda oynamış olduğum Sefiller müzikali zor bir eserdi gerçekten. Bir hayli de yıpratıcı geçti provaları. Oradan tanımış olduğum oyunculardan biri gerçekten avucunun içindeki değeri göremediğinde ona karşı hissettiğim duygu tam anlamıyla hayal kırıklığıydı. Tabii ki ismi bende kalsın 🙂

Son oynadığım oyunda Fatih Al hayranlığımı fazlasıyla kazandı. Çünkü iyi ve yaratıcı bir aktör olmanın yanı sıra müzik ve enstrüman bilgisi dehşet. Hangi enstrümanı eline alsa biraz kurcaladıktan sonra çalmaya başladığını gördüm. Bu müthiş bir yetenek ve oyunculuğuna kattıkları muazzam.

Soru 8- En sevdiğiniz tiyatro ve müzikal oyununu sorsak aklınıza ilk hangileri gelir?

– Kendimin de içinde olmaktan mutluluk duyduğum Sefiller müzikali derim.

Soru 9- Bugüne dek yer almak isteyip alamadığınız ve tam tersi keşke yer almasaydım dediğiniz projeleriniz oldu mu?

– Edmond Rostand’ın Cyrano de Bergerac adlı bir oyun vardır benim en sevdiğim oyunlardan bir tanesidir. O oyunu oynamak isterdim ki bunun için geç değil hatta erken bile ve ben bir gün o oyunda Cyrano’ya hayat vereceğimi biliyorum.

Aynı zamanda keşke içinde yer almasaydım dediğim oyun da oldu ve fakat günün sonunda bana kattıklarını gördüğümde ömrümden ömür gitmiş olsa da performansımı sonrasında değerlendirdiğimde yine de iyi ki de oynamışım dedim.

Soru 10- Ferhan Şensoy Ortaoyuncular Nöbetçi Tiyatrosunda yer almışsınız. Çok yakın zamanda kaybettiğimiz, Türk Tiyatrosu’nun usta oyuncusu Ferhan Şensoy sizin için ne ifade ediyor?

– Ferhan Şensoy Türk tiyatrosunun gelmiş geçmiş en önemli yapı taşlarından biridir. Onu tanımış olmak, eğitiminden geçmiş olmak, neticesinde onunla birlikte aynı sahneyi paylaşmış olmak, paha biçilemez bir deneyim ve tecrübedir benim için. Kendine has üslubu, sözcüklerle dans edişi ve mizahı, geleneksel Türk tiyatrosunun modern bir yansımasıdır.

O eşine az rastlanır bir tiyatro dehasıdır. Ustam olduğu için çok şanslıyım ve bana kattıkları için ona bir kez daha teşekkür ediyorum, ruhu şad olsun. Ortaoyuncular evimiz ve Ferhan Şensoy biz ortaoyuncuları için ustadır.

Soru 11- Öğretmenlik hayatınızın neresinde yer alıyor? Hali Hazırda Studio Canlı Uygulamasında da dersler veriyorsunuz. Hangi dönemde nerelerde öğretmenlik yaptınız?

Profesyonel olarak eğitmenliğe mezun olduğum konservatuvarda yüksek lisansımı yaparken başladım. Eğitmenlik maceram, hocam Zeliha Berksoy’un bana güvenip öğretim görevliliği şansı vermesiyle başladı diyebilirim.

Sonraki yıllarda oyunculuğun yanı sıra aktif olarak eğitmenlikten hiç vazgeçmedim. Beni geliştirip dönüştürdüğünü fark ettim. Gerek Milli Eğitim’e bağlı gerekse birçok özel kuruluşta eğitimler vermeye başladım. Oyunculukla eğitmenliği harmanlayıp kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Aktif olarak oyunculuğun eğitmenliğime, eğitmenliğin ise oyunculuğuma kattıkları yadsınamaz. Bu yüzden insanların hayallerine dokunurken kendimi de geliştirmenin hazzını yaşıyorum.

Soru 12-  Maalesef uzun bir süredir pandemi koşulları nedeniyle tiyatrolar da kapandı. Yeni sezonda yeni oyunlar ya da projeleriniz olacak mı?

Oyunsuz olmaz. Ben mezun olduğumdan beri şükür ki her sene sahneye çıktım, her sene oyunlarda oynadım. Pandemi süresi boyunca yaklaşık bir buçuk yıldır sahnelerden uzak bir oyuncu olarak söyleyebileceğim tek şey oyun oynamayı, seyirciyi çok özledim.

Pandemiden hemen önce çıkartmış olduğumuz Moliere’in Tartüffe adlı oyunu dilerim yeni sezon da kaldığı yerden devam edecek. Aynı zamanda televizyon dünyasına yeniden dönüş arefesindeyim. Doğru proje, doğru zamanlamayla ve biraz da şans ile birleşince benim için keyifli günler başlıyor demektir. O zamana kadar kendimi geliştirmeye devam.

Soru 13- Son olarak bu yolda yürümek isteyenlere, oyuncu olmayı hedefleyenlere oyunculukla ilgili vermek istediğiniz tavsiyeleriniz var mıdır?

Oyunculuk bir serüvendir, bir yolculuktur ve ilgi ister. Bu yolda yürümeye hazır olanlar zorluklarının farkında olarak kendilerini geliştirmeye dönüştürmeye açık olmalılardır. Entelektüel olarak kendilerini donatmalı ve yılmadan çalışmalıdırlar. Var olan yeteneğinizin farkında olmazsanız onu geliştiremez dolayısıyla kullanamazsınız. Körelir gider. Bu mesleğe gönül vermiş genç arkadaşlara tavsiyem çalışsınlar, disiplinli olup farkında olsunlar ve asla pes etmesinler.

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir