“Baharın İlk Şarkısı” Bahar Eriş
Kitabın Yazarı: Bahar Eriş
Yayınevi: Alfa Yayınları
Kitap Türü: Roman
Yayım Yılı: 2025
Sayfa Sayısı: 144
Arka Kapak Bilgisi
“önemlidir farklılıklar
yoksa güvelerle çevrili bir kelebek
kendini göremeyip
bir olmaya çalışır güvelerle”
Susarak hayatta kalmaya çalışan bir kız çocuğunun kırık hayallerinden, kendine kelimelerle bir dünya kurmaya çalışan bir kadının direnişine uzanan, sabrın ve inancın kanat açtığı güçlü bir büyüme hikâyesi. Bu hikâyede şefkatli bir dokunuştan yoksun büyüyen küçük kız; dijital dünyanın sahte yankılarıyla, çağın yalnızlıklarıyla ve sevgisizlikle dolu sessiz ev içleriyle savaşıyor. Yitirilmiş düşlere, gizli defterlere ve çocukluk yaralarına karşı verilen bu kararlı savaşta gerçekler ağır adımlarla ortaya çıkıyor.
Talih ve yetenek arasındaki kırılgan dengede, insanın kendini gerçekleştirme mücadelesini anlatan Baharın İlk Şarkısı, kozasını sabırla ören bir tırtıl gibi, karanlığın içinde kendine yol arayanların ve fırtınalara rağmen umut etmekten vazgeçmeyenlerin romanı.
Bahar Eriş, incelikli anlatımıyla her yara izinin bir şarkıya dönüştüğünü, yeniden doğuşu ve en karanlık fırtınalarda bile saklı olan ilkbaharı usulca hatırlatıyor.

Baharın İlk Şarkısı / Bahar Eriş
Sevgisiz bir çocukluk geçiren Nilüfer’in yolculuğunda, hissettiklerinde, hayallerinde, yaşadıklarında en çok da yaşayamadıklarında kendinizden parçalar bulacaksınız.
Çok dokunaklı, anlatımı samimi ve güçlü, okuması keyifli ve akıcı. Birçok duyguyu barındırıyor. Hayatın koşturmacası içinde kendini unutanların içlerindeki sesi konuşturmaya başlatan bir kitap. Ben çok sevdim ve keyifle okudum.
Kendine dönmek, yavaşlamak, gerçekten ne istediğini hatırlamak isteyenleri birkaç saat hayatın kargaşasından uzaklaştıracak ve ilham verici olacaktır.
Kitapta öyle güzel cümleler var ki yüreğiniz burkuyor, içinize oturuyor. Yazarın okuduğum ilk kitabı oldu ama son olmayacak, çok başarıl bir kalem.
Eserde Geçen Satırlardan;
“Bilinmezlik zenginlikle birleşirse merak uyandıran bir gizem, yoksullukla birleşirse kimsenin umursamadığı garibanlık… Aynı coğrafya iki ayrı kader…”
“İnsan büyüdükçe hayallerinin küçülmesi hayatın en tuhaf ikilemlerindendi.”
“Belki de değişim genel olarak böyledir; yakın ile uzak arasında titreşen, üstü kapalı bir yıldız.”
“Seni üzmeye çalışanlar olursa hep içine bak. Orada ben varım, ağacın var, okuduğun kitaplar var, sen varsın, hayallerin var. İçindeki dünya güzelliklerle dolu. Oraya bakmayı unutma sakın, söz mü? ”
“Bunca yıl çalış didin, aynı yerde dolanıp duruyorum, öylece şişip kaldım… Nereye kadar? Vazgeçmenin bir zamanaşımı var mı?”
“Sevgisiz aile üyeleri tarafından takdir edilmeyi önemsemenin bir zamanaşımı olmalıydı.”
“Yaşlılık öyle bir kış ki, arkasından bahar gelmez demişler. Gençliğimizin kıymetini bilemedik.”
“Çocukken beni sevmiyorsunuz sanırdım,çünkü kötü bir çocuğum derdim .Büyüdüm ,bu kez sizin kötü olduğunuza inandım .O da değilmiş.İyiyle kötünün ötesinde başka bir yer daha varmış meğer ,artık anladım.”
“Kaç zamandır düşünmeden edemiyorum anne.Senin kanadını kesmeselerdi,acaba ben kanatlarımı açabilir miydim ?”
“Şefkatin savaşta dağıtılan erzak gibi karneye bağlandığı sevgisiz bir evde büyüyen birinin mutlu bir yuva kurmayı düşünmesi hayalperestlikti. Görmediğini nasıl yaşayabilirdi ki insan?”
İlgili Yazılar
-
“Mürebbiye” Stefan Zweig
Yorum yapılmamış | Ağu 10, 2017 -
“Bilinmeyen Adanın Öyküsü” Jose Saramago
Yorum yapılmamış | Eki 4, 2018 -
“Sorularla Büyüyoruz” Özgür Bolat, Pelin Küçükoğlu
Yorum yapılmamış | Tem 19, 2025 -
“Yorgunlar” Erdal Öz
Yorum yapılmamış | May 26, 2019