Gerçek Winnie The Pooh Hakkında Şaşırtıcı Bilgiler – BuMesele

Gerçek Winnie The Pooh Hakkında Şaşırtıcı Bilgiler

Kitapları, oyuncakları, çizgi dizileri derken, en son olarak 2018’deki “Christopher Robin” filminde karşımıza çıkan Winnie The Pooh’nun gerçek hikayesini biliyor muydunuz? Peki Winnie The Pooh’nun yaratıcısı olan yazar A. A. Milne’in, Britanya adına hem 1. hem 2. dünya savaşına katıldığını?

Bu, sadece Winnie The Pooh’nun değil, aynı zamanda sıradan küçük bir jestin, nasıl umulmadık büyük sonuçlara sebep olduğunun hikayesi.

Fotoğrafta gördüğünüz bu çocuk orijinal Winnie The Pooh romanının yazarı A.A. Milne’in (Alan Alexander Milne) oğlu Christopher Robin Milne. (21 August 1920 – 20 April 1996)

Evet evet, bu küçük çocuk Winnie the Pooh çizgi filmindeki Christopher Robin’in esin kaynağı, ve evet, kucağındaki oyuncak ayı da, orijinal Winnie The Pooh’nun ta kendisi. Sadece onlar mı? Çizgi filmdeki karakterlerin çoğu, Christopher Robin’in sahip olduğu oyuncaklardan esinlenilmiş.

Tigger, Piglet, Eeyore ve diğerleri. Bu oyuncakların orijinalleri New York Halk Kütüphanesinde sergileniyor ve yılda 750 bin insan tarafından ziyaret ediliyor.

Ortaya çıkan bu kayıp fotoğraf 2016’da karakterlerin arasına bir de Penguen’in katılmasına ilham oldu.

 

Peki nasıl oldu da, bu küçük çocuk ve onun oyuncakları, bizim bildiğimiz Winnie The Pooh karakterlerine dönüştü?

Herşey 1. dünya savaşına katılmak için Kanada’dan İngiltere’ye gelen veteriner teğmen Harry Colebourn’un yanında getirdiği siyah yavru ayıyı Londra hayvanat bahçesine bağışlamasıyla başladı.

Colebourn ayıya Winnipeg ya da kısaca Winnie adını vermişti. Esin kaynağı ise kendi memleketi olan Winnipeg’ti.

Kısa zamanda Londra hayvanat bahçesinin en çok ilgi gören atraksiyonlarından biri haline gelen Winnie, uysallığı sebebiyle çocukların yanına yaklaşabildiği tek ayıydı. O çocuklardan biri de, size az önce tanıştırdığımız Christopher Robin’di.

Christopher, bu ayıya düşkünlüğü sebebiyle, daha önce Edward adını verdiği oyuncak ayısının ismini Winnie olarak değiştirdi. “Pooh” ise tatilde gördükleri bir kuğunun adıydı.

Winnie The Pooh’nun orijinal çizimleri, çizer Ernest Howard Shepard’ın kendi çocuklarına ait bir oyuncak ayıdan esinlenilmiş.

Kitap ve çizgi filmdeki mekanlar, Milne ailesinin çiftlik evinin bulunduğu Ashdown ormanındaki yerlerin birebir yansıması. Pooh’nun Poohsticks oyununu icat ettiği köprü de bunlardan biri. Poohsticks oyunu da, aslında Christopher Robin’in oynadığı bir oyun.

Winnie the Pooh’nun gerçek hikayesindeki bütün detaylar ne yazık ki toz pembe değil.

Sürekli yeni şeyler yazmaktan keyif alan ve her yazdığı konuda kendisine kitle bulabilen A. A. Milne, Winnie The Pooh kitaplarının başarısından sonra kendisinden daha fazla çocuk kitabı beklenmesinden hoşnut değildi. En önemli ilham kaynaklarından biri olan oğlunun büyüyor olduğunu, bundan sonra yazacaklarının zorlama ve orijinallikten uzak olacağını öne sürerek çocuk kitapları yazmayı bıraktı.

Ayrıca kitabın başarısının küçük Christopher Robin’e getirdiği şöhretin muhtemel olumsuz etkilerinden de endişe duyuyordu. Haksız da sayılmazdı. Zira, 9 yaşına kadar ünlü olmaktan ve ilgiden keyif aldığını dile getiren Christopher Robin, oyuncak ayısı, saç şekli ve giyimiyle bir kız çocuğunu andırdığı gerekçesiyle sık sık okul arkadaşlarının kızdırmalarına maruz kalınca, işler değişmeye başladı.

Tabi bunda bir kız çocuk sahibi olmak isteyen annesinin, onu bir kız gibi giydirmesinin de payı büyüktü.

9 yaşına kadar dadısı tarafından büyütülen Christopher’ın, zamanla çocukluğunun babası tarafından sömürüldüğü düşüncesine kapılması, ailesi ile arasının açılmasına neden oldu.

28 yaşındayken anne tarafından birinci derece kuzeniyle evlenince, ailesiyle ilişkileri daha da kötüleşti.

Christopher Robin Milne ve Lesley de Sélincourt

Christopher, babası hastalandıktan sonra onu zaman zaman ziyaret ederdi. Ölümünden sonra ise çiftlik evine bir daha asla gitmedi.

Annesiyle çok nadir iletişime geçerdi. Hatta annesinin hayatının son 15 yılında hiç görüşmediler. Annesi ölüm döşeğinde bile onu görmeyi reddetti.

Babasının ölümünden birkaç hafta sonra, ağır serebral palsi teşhisi konan bir kızı oldu.

Winnie The Pooh kitaplarının getirdiği telif haklarını önce uzun süre reddetti. Kendi kitaplarını yazdı ve karısıyla bir kitapçı dükkanı açtı. İlerleyen yıllarda, parayı sadece hasta olan kızına daha iyi bakabilmek için kabul ettiğini söyledi.

Her ne kadar bir dönem onu toplumun önüne attıkları gerekçesiyle “Pooh” kitaplarından nefret etmiş olsa da, yıllar geçtikçe bu durumla barıştı ve onların hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğunu söyledi.

Christopher Robin Londra hayvanat bahçesindeki Winnie The Pooh heykelini açarken

Düşünmeden edemiyoruz: Belki Kanadalı teğmen Harry Colbourne, Christopher Robin’e isim konusunda ilham veren siyah dişi ayıyı Londra hayvanat bahçesine bırakmasaydı, bütün bunların hiç biri gerçekleşmeyecek, o kitaplar hiç yazılmayacak ve Winnie The Pooh hiç var olmayacaktı.

O gün için küçük gibi görünen bir hediye, zamanla dünyadaki milyonlarca çocuğun hayal dünyasında çok büyük yer edecek bir kahramanın doğmasına sebep oldu.

Yazımızı Winnie The Pooh’nun yazarı A. A. Milne’in bir sözüyle noktalayalım:
“Sanırım her birimiz gizlice ölümsüzlüğü umut ediyoruz, yani, bu dünyada sonsuza kadar yaşayacak bir isim bırakmayı.. Bir sonrakinde ne yapacak olursak olalım.”

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir