“Kul” Seray Şahiner
Kitabın Yazarı: Seray Şahiner
Yayınevi: Everest Yayınları
Kitap Türü: Roman
Yayım Yılı: 2017
Sayfa Sayısı: 152
Arka Kapak Bilgisi
Mercan görmezden gelinen, başkasına bağışlanacak bir dünya hayal eden, varlık çabası hayatını sürdürmekten ziyade yaşadığını fark ettirmek olan bir kahraman. Ona dünya diye sunulanları öfkeye dönüştürmesine tanık olduğumuz Mercan, mizahıyla öfkesini birleştirerek özgürleşiyor. Önce bir umut, sonra inatla çıktığı yollarda muhatap ararken kendini buluyor.
Bu roman, sadece Mercan’ın romanı değil.
Kul, Seray Şahiner edebiyatını derinleştiren, zenginleştiren, daha da çarpıcı hale getiren bir roman. Başka bir İstanbul’u görmeye cesaret eden, aidiyet duygusuna yeniden bakmamızı öneren, sınıf meselesini bambaşka bir yerden ele alan, kentsel dönüşüm adı verilen toptancılığın zararlarını ifşa eden Kul, okuyucusuyla tekrar buluşuyor.
Orhan Kemal Roman Armağanı’yla taltif edilen ve tiyatro oyunu olarak da sahnelenen Kul, Mercan’ı edebiyat tarihinin müstesna
bir yerine zarifçe yerleştiriyor.
“Buzdolabı hırıltısı ne demek? Şıp şıp damlatan musluğun sesi ne demek? Sokaklarda ilaç niyetine merhaba diyecek bir kişi bulamayıp da televizyona sığınmak ne demek? Yemeği tepside yemek ne demek? Yemekten sonra meyve soyarken yanında bir dilimini uzatacak bir insan olmaması ne demek? Yalnız insan, bilirdi bunları…”
Kul / Seray Şahiner
Yolda yürürken yanımızdan geçen her insan başka bir hayat. Herkesin dertleri, sıkıntıları, mutlulukları, hüzünleri ve daha fazlası var. Kocası evi terk eden, apartmanlarda merdiven temizliği yapan Mercan’ın, kocası eve dönsün diye adaklar adayışı, türbe türbe gezmesi şeklinde başlayan konu, bize değeri bilinmemiş ve kendi değerini hiç bilmemiş Mercan’ın hikayesini anlatıyor aslında.
Maalesef her gün duyduğumuz hikayelerden biri. Ülke gündeminde, medyada, sokakta, orada, burada…
Yıllar önce okuduğum “Hanımların Dikkatine” isimli kitabını da yazım dili, konusu ve anlatım olarak oldukça beğenmiştim. Bu kitap da bir o kadar vurucu. Mercan’ın çaresizliği ve kendine ait bir hayatının olmayışı insanı okudukça hüzünlendiriyor. Yer yer kendinizden belki yakın çevrenizden, yaşadıklarınızdan, hissettiklerinizden parçalar bulabilirsiniz. Ya da bu tarz bir hayata yakın olmadığınız için kendinizi daha mutlu hissedebilir, şükredebilirsiniz.
İnsanın hayatında önem verdiği olaylar bazen başkaları için çok önemsiz, anlamsız olabilir. Başkaları için ne ifade ettiği değil sizin için ne anlama geldiği önemli. Başkaları ne der diye düşünmeden yaşanabilen hayatların artması dileğiyle.
Eserde Geçen Satırlardan;
“Zaten bu insanlar âleminde, organiği değer görmeyen tek şey insandı.”
“Umut etmek iyiydi, insanın içinde bir ses oluyordu.”
“Mercan evde olduğu sürece televizyon açıktı. Evde bir ses olmadan uyuyamazdı. Artık en yakın akrabaları, televizyon dizisindeki oyunculardı. Yarışma programlarındaki gelin damat adaylarıyla hukuku, düğünlerinde çeyrek takmasa ayıp olacak düzeye gelmişti.”
“Zira Mercan’a göre dünyada başı kaygıdan kurtarmayan iki şey varsa; biri aşın azıcık olması, diğeri başın bir başına olmasıydı.”
“Sokaklarda ilaç niyetine merhaba diyecek bir kişi bulamayıp da televizyona sığınmak ne demek? Sesi uğultu gibi gelene kadar televizyonla baş başa kalmak ne demek?”
“Yanında anlatacağın eşin dostun olunca, dert zehir de olsa bir damla bal sürülüyordu. “
“İnsanın bir derdi olmaya görsün, bütün çareleri öğrenirdi.”
“Filmlerdeki kadınlarla birlikte oturup kocalarını bekliyorlardı. Türkan Şoray Kadir İnanır’ı, Filiz Akın Kartal Tibet’i, Hülya Koçyigit Ediz Hun’u, Mercan da ipsiz kocasını bekliyordu.”
İlgili Yazılar
-
Kasım 2016 En Çok Satan 10 Kitap
Yorum yapılmamış | Ara 1, 2016
-
Sunay Akın “Kırdığımız Oyuncaklar” Kitap Yorumu
Yorum yapılmamış | Şub 29, 2020
-
“Acemi Eğitimi” Can Kozanoğlu
Yorum yapılmamış | Ağu 19, 2019
-
2017 Yılı En Çok Satan 10 Kitap
Yorum yapılmamış | Oca 4, 2018