“Şimdi Dönecek Dünya” Burçe Bahadır – BuMesele

“Şimdi Dönecek Dünya” Burçe Bahadır

Kitabın Yazarı: Burçe Bahadır

Yayınevi: İletişim Yayınları

Kitap Türü: Hikâye

Yayım Yılı: 2024

Sayfa Sayısı: 120

Arka Kapak Bilgisi

 “Kapıyı açıp da Mestan’ın ala vurmuş yüzünü görünce anladım. Radyoda ne diyorlar? Bir programın daha sonuna geldik sevgili dinleyenler. Mestan’a sürpriz olmuş, yazık. Sanıyor ki hayat hep aynı ahenkte meyledebilir. Erkektir, ona meyleder ama işin içinde ben varsam, elbet hayat da yoldan çıkacak.”
 
Burçe Bahadır, Şimdi Dönecek Dünya’da kahramanlarını yeri geliyor ışıltılı mağazalarla dolu süslü caddelerden, yeri geliyor telaşla akşam pazarına koşturulan yoksul mahallelerden seçiyor. Bu insanlar bazen kendinin ve etrafının yeni yeni farkına varmaya başlayan bir çocuk oluyor, bazen tüm engellere rağmen var olmaya çalışan genç bir kadın, bazen de her şeyin sonuna geldiğiyle yüzleşmemek için hayata bin bir takla attıranlar…
 
Tabii, bir şeyi de her satırında hissettiriyor: Geçmişin geçip gitmediğini, şimdinin tamamen yeni ve taze bir soluktan ibaret olmadığını…

Şimdi Dönecek Dünya / Burçe Bahadır

On bir hikâyeden oluşan kitap yazarın okuduğum ilk eseri oldu. Anlatım dilini ilk hikâyelerde çokça sevdim. “Güneş Kızıl Doğacak” adlı öykü ile başlayan üçleme, seksenler Türkiye’sini küçük bir kız çocuğunun gözünden anlatarak başlıyor. Çok akıcı ve insanın içine işliyor. Ancak sonrasında biraz ağırlaştı ve zaman zaman odağımı kaybettim. Tabi bu hikâyelerin konularıyla da ilgili olabilir.

Çokça öykü kitabı okudum. Bazı öykü kitapları bittiğinde ne hissettiğini hemen söyleyemez insan. Hikâyeler kafada döner durur ben şimdi ne okudum dersiniz. Bu kitap da benim için tam olarak öyle bir okuma deneyimi oldu. Biraz sessiz biraz mesafeli… Belki de bu yüzden bazı hikâyelerde yorucu.

Töre, dayak, çocuk gelin gibi konular maalesef hâla hayatın gerçeği. Başarılı bir şekilde hikâyeleştirilmiş olsa da konuların duygusal ağırlıkları nedeniyle bazen okumakta zorlandım diyebilirim.

Şimdi Dönecek Dünya, negatif gibi görünen yorumuma rağmen uzun süre akılda kalan bir öykü kitabı. Sadece biraz sabır ve dikkat gerektiriyor. Öykü türünü okumayı seviyorsanız kitabı gönül rahatlığıyla önerebilirim. Ancak daha önce öykü okumadıysanız başladığınız ilk kitap bu olmasa daha iyi olabilir.

Eserde Geçen Satırlardan;

“Bu yaşımda bu kadar çok şey bilmenin verdiği yorgunlukla omuzlarım düştü.”

“…en fenası yüzüme baktığı zaman gözlerinin kenarı kırışmaz. Beni hep sevsin istiyorum.”

“Hepimizin gözünün içine baka baka, gözlerimizin çürüdüğünü göre göre öldürdün kendini. Birini toprağa vermek, toprağın üstünde yok olmasını izlemekten daha kolaymış.”

“Geç ya da erken. Her halükârda sıkıntıdan ölecektin. Bazı insanlar yaşamak için değil yavaş yavaş ölmek için geliyor dünyaya demek ki.”

“Yaşamın tuhaf şartları vardır, demişti babam bir defasında. Mecburiyetlerin huyunu, ruhunu, bütün yaşamını etkiler. Sorumluluklarım diye tutturursan hayat kaçı veriyor elinden.”

“İnsan yaşadıkça öğreniyormuş belin, sırtın, dizlerin kıymetini. Hiçbirinin lüzumu yok gibi, nerede olduklarını bilmeden yaşa yıllarca. Hiç lazım olmayacaklarmış gibi. Kocayınca her birini yerine yurdunu öğrenirsin işte.”

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.