“Tarihi Hoşça Kal Lokantası” Şermin Yaşar – BuMesele

“Tarihi Hoşça Kal Lokantası” Şermin Yaşar

Kitabın Yazarı: Şermin Yaşar

Yayınevi: Doğan Kitap

Kitap Türü: Öykü

Yayım Yılı: 2018

Sayfa Sayısı: 176

Arka Kapak Bilgisi

Kaybetmek bizim işimizdir.
Ayrıldıktan sonra, geçmiş zaman âşıkları gibi seni kalbime gömdüm Muazzez.
Altında yatır olan araziden farkı yok şimdi.
Yeni bir aşk inşa edemiyoruz; tam başlayacak oluyoruz, senin yattığın yere denk geliyor, dozerler çalışmıyor, kepçeler kırılıyor, gelen korkup kaçıyor.
Gelirsen diye terliklerini kapının ağzına bıraktım, iki senedir ayaklarını bekliyorlar. Ayna yüzünü, bardak dudağını, ellerim saçlarını, pencere gözlerini bekliyor.
Fakat hakkını teslim edeyim; çok muhterem zatmışsın Muazzez. Hani tabelanı yaptırıp göğsüme assam, desem ki, “Burada bir muhterem zat yatıyor” seni bekleyen kollarıma çaput bağlarlar, gözyaşlarıma dilek taşları atarlar…
Sana tahsis ettik yürek denilen arsayı; koy in cin top oynasın; koy anılar cirit atsın. Anladım, sensiz bana bu dünya dar…

Yeşilçam filmlerindekileri andıran, kalbimize dokunan karakterler… Bir köşede unutulmuşlar, yalnızlığıyla yoğrulmuşlar, kırık gönüller, bir yerlerde sessiz sedasız yaşayanlar, görmediklerimiz, görmezden geldiklerimiz… Dedemin Bakkalı, Ev Yapımı Sihirli Değnek, Oyuncu Anne, Çok Hayal Kuran Çocuk kitaplarının yazarı Şermin Yaşar’dan “kaybetmek bizim işimizdir” diyen insanların öyküleri… Bir solukta, derin iç çekişlerle okuyalım, başımızı kaldırıp onlara bakalım diye…Tarihi Hoşça Kal Lokantası / Şermin Yaşar

Yazarın daha önce okuduğum, “Başlarım Anneliğe” kitabı ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir kitabını daha okumuş ve her hikayesinde bu kadar da olmaz demiş bir okuyucu olarak merak edenlere sevgiyle tavsiye ediyorum.

Bu nasıl güzel anlatım bunlar nasıl güzel hikayeler. Hem çok akıcı hem de sonlarını asla tahmin edemeyeceğiniz türden. Okuduğum her hikayede duygudan duyguya sürüklendim resmen. Okurken tebessüm ettiren hikayelerin sonuna geldiğimde boğazımda neden bir şeyler düğümleniyor! Bu da yazarın başarısı olsa gerek.

Yetişebilsem her kitabını çıkar çıkmaz okurum. Şermin Yaşar  yeni tanıdığım bir yazar olsa da, ne zaman mümkün olursa okumaya gayret edeceğim bir yazar oldu kesinlikle.

Eserde Geçen Satırlardan;

“Bakkaldan içeriye otuz beş yıldır insanlar girer. Siz sanırsınız ki müşteri gelir, ihtiyaçlarını alıp gider. Öyle değil kazın ayağı… Bir köy bakkalında hiç kimse, şehirlilerin tabiriyle, ‘Üstü kalsın’ demez. Ama üstü kalır. Çok fena kalır.”

“Beş dakika gecikince, ‘Kusura bakma’ dersin; birine kazara bir omuz geçirince dersin, üstüne yanlışlıkla çay dökünce dersin. Fakat insanın kalbini dağlayınca denir mi? Yine de kusura bakmadım. Sadece kusura değil, kimselere bakmadım, kendime bakmadım, önüme bakmadım, arkama bakmadım…”

“Sağol derdimi dinliyorsun yıllardır. Başka da kimseye anlatmıyorum zaten. Sen anlarsın. O gün o dergide okumuştum. Zürafaların kalbi, kafalarından daha büyükmüş. Biz öyle değiliz. Bizim kafamız kalbimizden büyük Zarif.”

“Bundan sonra yokluğunla geçecek zaman. El pençe divanım huzurunda. Sana tahsis ettik yürek denilen arsayı; koy in cin top oynasın; koy anılar cirit atsın. Anladım, sensiz bana bu dünya dar. Kabulümdür; kalbimin senin gibi bir yatırı, birlikte geçen yılların kadim bir hatırı var.”

“Evimizin kapısını ‘kim o’ demeden açmayacak kadar temkinli ama her ‘benim’ diyene kapıyı açacak kadar da saf bir milletin evlatlarıydık.”

“Kendi evime, göğüs kafesi boş, kucağı dolu, annesiz bir anne olarak döndüm. Acıdan öleceğimi sanmıştım. Ölmedim. Zamanla ağlamamayı, sızlanmamayı, anne olmayı, annem gibi anne olmayı öğrendim.”

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.