“Uzun Hikaye” Mustafa Kutlu – BuMesele

“Uzun Hikaye” Mustafa Kutlu

Kitabın Yazarı: Mustafa Kutlu

Yayınevi: Dergah Yayınları

Kitap Türü: Hikaye

Yayım Yılı: 2000

Sayfa Sayısı: 114

Arka Kapak Bilgisi

Ben o zamanlar on altı yaşındaydım, lise birde. İnce uzun bir oğlan. Saçlarım kirpi gibi dik duruyor; ne yana, ne geriye taranmıyor, beni deli ediyordu. Babam “inatsın inat… İnatçı adamın saçı yatmaz. Dedeme çekmişsin besbelli. Keşke annene benzeseydin” diyordu. Keşke…

Annemin lepiska gibi yumuşacık, sarı saçları vardı. En çok o mavi gözlerini özlüyorum. “Benim oğlum okuyacak yüksek bir memur olacak” der, sonra da göz ucuyla babama bakardı…. Devamı kitapta.Uzun Hikaye

Yönetmenliğini Osman Sınav’ın yaptığı, senaryosunu Yiğit Güralp’in kaleme aldığı, Kenan İmirzalıoğlu ve Tuğçe Kazaz’ın başrolünde olduğu bir de filmi çekilen kitap, yazarın okuduğum ilk eseri. Filmi senaryoya bir hayli bağlı kalınarak çekilmiş. Kitap öyle güzel öyle içten anlatılmış ki filmini izlemek için sabırsızlandım. Filmi de bir o kadar beğendim. Büyük bir kısmı birebir uyarlansa da bazı yerlerde birkaç farklılık vardı.

Mustafa’nın dilinden yazılan, o kasaba senin bu kasaba benim gezip duran, hiçbir yerde dikiş tutturamayan Pelvan Sülüman’ın torunu Ali ve karısı Münire’nin saf aşkı insanı okudukça mutlu ediyor. Eşitlikten yana, ‘sözde sosyalist’, iyi niyetli, gittiği her yerde çok sevilen, doğru yaşamaya çalışan Ali Bey ve ailesinin hiçbir yerde barınamayışının hikayesinin okurken hem gözlerim doldu hem de tebessüm ettim.

Hayatta herkesin bir hikayesi vardır. Bu hikaye, birbirini çok seven Ali ve Münire’nin yasak aşkı ile başlayan, yokluk içinde devam eden ancak sevgisini sonunda ölüm dahi olsa yitirmeyen, haksızlıklara ne olursa olsun karşı duran insanların ‘uzun hikayesi’. Keşke böyle bitmeseydi ama çekilen film de gönüllerin istediği gibi bitirmiş bence hikayeyi. Kitap dostundan gelen bir hediyeydi kitap, bu kadar güzel olduğunu bilseydim daha önce kurdum. Henüz okumadıysanız okunacaklar listenize ekleyin derim. Filmi de izlenecekler listesine…

Eserde Geçen Satırlardan;

“Ancak hayat dediğin nedir ki? Anlaşılmaz bir sır. Kurduğumuz düzen hep öyle sürüp gidecek sanırız. Birden ip kopar, ışık söner, her şey darmadağın olur.”

“Kaderin yayı kurulu durur, vakti gelince boşalır denilmiş.”

“Kasabalardan kaçanların serüvenleri ne kadar birbirine benzer ve niçin sonu hep hüsranla biter?”

“Particiliği ‘parti şişirmek’ diye anlayanlara karşıyız ve hep karşı olacağız. Sakın ola ki, bu yazımızdan particilik ile uğraşanların tamamını kastediyoruz anlaşılasın. İfadelerimizi başka noktalara çekmesinler.”

“Oturuyordu, aniden kalktı, oracıktaki küçük masada duran küçük daktiloya uzandı. Bu alet yanında oldukça ben yanındayım demektir. Bu aleti tıkırdatmaya başlayınca ben konuşuyorum demektir. Bu alet sustuğunda… gerisini getirmedi.”

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.