“Yorgunlar” Erdal Öz – BuMesele

“Yorgunlar” Erdal Öz

Kitabın Yazarı: Erdal Öz

Yayınevi: Can Yayınları

Kitap Türü: Hikaye

Yayım Yılı: 2009

Sayfa Sayısı: 106

Arka Kapak Bilgisi

Yorgunlar, 1954-1958 yılları arasında yazılmış sekiz öyküyü bir araya getiriyor. Kitabın ilk öyküsü, 1954 yılında, on dokuz yaşında bir yazarın kaleminden çıkmış. Dönemin edebiyat eleştirmenleri tarafından övgüyle sözü edilen Yorgunlar, edebiyat anlayışları bir olmasa da dilde, kurguda yenilik arayan 50 Kuşağı’nın ruhunu yansıtıyor: Son derece özenli bir Türkçe ve olağanüstü bir edebî duyarlılık… Erdal Öz, Yorgunlar’ı bir daha yayımlamadı. Ama bu kitaptaki kimi öyküleri değişikliklerle yeni kitaplarına taşıdı: “Mumçiçekleri,” “Kuklacı,” “Babamdı” ve “Çocuk” adlı öyküler 1987 yılında yayımlanan Havada Kar Sesi Var’da yeniden okur karşısına çıktı. Öz, çok sevdiği öyküsü “Sular Ne Güzelse”yi ise 1997 yılında aynı adı taşıyan kitabına taşıdı ve bu kitapla Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazandı. 50 Kuşağı yazarlarının ilk kitaplarının 50. yılda yeniden yayımlanması projesi kapsamında Yorgunlar’ı ilk biçimiyle okurumuza sunmayı görev bildik.Yorgunlar / Erdal Öz

Yazarla tanıştığım kitaptır. Kitabı okuduktan sonra kim olduğunu da merak ettim. 1981 yılında Can Yayınlarını kuran yazarı 2006 yılında 71 yaşında kaybetmişiz. Hayatta iken kitaplarını okuyamadığım bir yazar oldu Erdal Öz.

1960 yılında yayınlanan yazarın ilk öykü kitabı ‘Yorgunlar’ sekiz hikayeden oluşuyor. 50’li yılların ruhu, derinliği vardı öykülerde. Basit ve kolay okunan bir eser diyemeyeceğim. Yazım dili oldukça akıcı olsa da hikayelerdeki derinlik zaman zaman cümleleri birkaç kez okumanıza neden olabiliyor. Can Yayınlarından okuduğum kitap aynı zamanda ciltliydi.

Her hikayesi güzeldi diyebilirim ancak ‘Kuklacı’ ve  ‘Babamdı’ sanırım en sevdiklerim oldu. Öykü tarzında kitapları seviyorsanız okumayı düşünebilirsiniz. Sizler de okuduğunuz kitaplar ile ilgili düşüncelerinizi yorum kısmında paylaşmayı unutmayın. İyi okumalar!

Eserde Geçen Satırlardan;

“Kapıyı açmadım bir zaman. Gözlerimi sildim. Yıllarca ağlamış gibiydim.”

“Ben çağımızın öldürdüğü küçücük bir hiçim.”

“Bak aklım başımda. Bak, tam çağımızın istediği insanım. Bak bütün duygularımı öldürmüşüm.”

“Uygarlık değildi bizim istediğimiz, sadece insanca yaşamaktı.”

“Deniz, ne güzel türkülerle bana ölüm mü, yaşamak mı birbirinden ayıramadığım garip ama büyük, geberircesine bir özlemi getiriyordu. ”

“Gülecek miydi, bilmem. Gülmesini ne kadar isterdim. Gülünce burnunun kocaman olacağını sanırdım. Ama hiç gülmezdi ki babam. ”

“Belki de sevmezdi babam bizi, o kendisini bile sevmezdi; bilirdim bunu. Ama erikleri sevsin istedim o anda, şaşkınlıkla da olsa bir kerecik gülmesini istedim. ”

Bu yazıyı paylaşın!

Bir Yorum Ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

error: Copyright © BuMesele.com / İzinsiz kullanılamaz.