“Gece Bekçisinin Rüyası” Enver Aysever
|Kitabın Yazarı: Enver Aysever
Yayınevi: Doğan Kitap
Kitap Türü: Roman
Yayım Yılı: 2017
Sayfa Sayısı: 176
Arka Kapak Bilgisi
Herkes en az bir kişiyi her koşulda işitir… Beni işit istiyorum.
Sizi anlıyorum. Önce tutumunuzu sert biçimde karşıladım. Ama sonra fark ettim ki siz hekimsiniz, büyücü ya da falcı değilsiniz. Önünüzde sınırlı bilgi var, o halde benim konuşmayı unutmama hazırlıklısınız, oysa birdenbire işitmeyi unutmuş olmamı hesaba katamazdınız. Size kırgın değilim. Rahat edin isterim. Size kırılmadım, alınmadım, yargılamadım. Sözcükleri unutmuş biri olarak, bu yeni durum karşısında ben de hayret ediyorum.
Yazarken, nasıl oluyor bilmiyorum, hiçbir sıkıntı duymadan su gibi akıyor sözcükler. Nasıl oluyor bilmiyorum, bir plakçının önünden geçerken şarkıları işitiyorum. Hatta söylüyorum. Bu hastalığım nedir, bilmiyorum. Sizden sakladığım yeni bir bilgi var. Buna asla inanmayacağınızı bildiğim için yazmayacağım. Ama bir şeyi kendime itiraf ettim; tedavi olmak istemiyorum. Sözcükleri unuttuğum için konuşamamaktan ve işitememekten memnunum. İçimdeki gürültü zaten yeterince baş ağrıtıyor.
Sesini yitiren bir kadın…
Kadının zihninde kaybolan bir ruh hekimi…
İstanbul’a seslenen bir aktör…
Valizi elinde yaşlı bir komşu
Ve onlara “Size güzel şarkılar çalmak isterdim” diyen bir radyo…Gece Bekçisinin Rüyası
Enver Aysever televizyon programlarından tanıdığım ancak kitapları olduğundan bihaber olduğum bir isimdi. Tesadüfen okuduğum kitabını, arka kapak yazısından etkilenip aldım diyebilirim. Radyoyu konuşturan yazar, karakter ve olaylar bakımından zengin değişik bir kitap yazmış.
Toplumsal olaylar, politik ve psikolojik açılardan farklı karakterlerin anlatımları ile ele alınmış. Kitabı tam olarak anlamak için ise siyasete yakın olmak, olan bitenden hiç olmazsa biraz haberdar olmak gerekiyor.
Yazım dili ve anlatımı sürükleyici olan eser politikayı seven okuyucuların dikkatini çekecektir. Okuyan arkadaşların yorumlarını da beklerim. İyi okumalar dilerim.
Eserde Geçen Satırlardan;
“Ne telefonlar, ne bilgisayarlar yenebildi beni. Belki sözümün içtenliğinden, masumluğundan, dostluğumdan bu! Televizyon can çekişirken, sanki ben yeniden doğdum. Ben farkımı biliyorum, düş kurmalarına yardım ediyorum dinleyenlerin ve hep zor anlarda yanlarındayım. Unutmak istediklerini ya da anımsamak için çaba harcadıklarını koyuyorum önlerine…”
“Mutsuzluğu alışkanlık haline getirmiş insanları mutlu etmek için reçete yazmak salakça. Mutsuzluklarını kalıcı hale getirmek asıl beceri.”
“Koca tarih profesörü, ekranlarda gevezelik edip bir türlü dilinin altındakini söyleyemiyor. Anlatsana kardeşim, öyle destanlar, kahramanlıklar, yalancı zaferler falan yok. Kan var, ölüm var, zindan var, savaş var!”
“İnsan bir bilmecedir, sırlarla doludur ve çözmeye uğraşmaktan vazgeçtiğiniz an çözmüş olursunuz.”
“Büyük laftır, yaşadığım hiçbir şeyden, aldığım hiçbir karardan pişman değilim, demek. Pişmanlık duymayan kimse ne yaşamıştır ki? ”
“Düzen ancak böyle sağlanır, aşk ancak böyle yücelir. Tekrara rağmen bıkmazsan, aşk tamamdır. ”
acaba gördüğü rüyaların tabirlerini de yaptırmış mıdır? onlar neler anlatır kim bilir
gece bekçisinin rüyası ilk hatalı basılıp toplatılıp yeniden dönmüş matbaa ya,Enver Aysever bunu anlatırken okur bilmeyecekti ama ben biliyordum,sanki kahramanlarıma onların rüyasına ihanet etmiştim diye bahsetmişti bundan.kitabı alıp bir solukta okumuştum,güzel değişik bir roman.emeğine sağlık Enver Bey in